– Azotlamak işi.
– Azotlu besin almayan bitki veya hayvanların dokularındaki serbest azotu belirleme ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
azotlamak
– (-i) kim. Azotla karıştırmak veya birleştirmek ...
Azrail’e bir can borcu kalmak (olmak)
1. Bütün borçlarını ödemek. -2. Eninde sonunda öleceğini kabul etmek. ...
Azrailin elinden kurtulmak
– ölümden kurtulmak, ölüm tehlikesini atlatmak. ...
babalanmak
– (nsz) Babaları tutmak, öfkelenmek.
– argo Diklenmek, kabadayıca davranmak.
– Zıkkımlanmak
– Babalık taslamak, baba tavrı takınmak. ...
Babaları tutmak (üstünde olmak)
Sinir ve öfkeden bağırıp şağırmak, çok öfkelenmek. ...
badema
– zf. Bundan sonra, bundan böyle ...
badema
bundan böyle. ...
badi olmak
sebep olmak, yol açmak. ...
Badire(yi) atlatmak
Tehlikeli durumu geçiştirmek. ...
Bağ bozmak
Mevsim sonunda bağdaki üzümleri toplamak. ...
bağdalamak
-i, halk ağzında Düşürmek için ayağını birinin ayaklarına takmak, çelme atmak.
-i, halk ağzında, spor Güreşte rakibe ayak sarması takmak. ...
bağdamak
– (-i) Birkaç şeyi birbirine geçirerek bağlamak.
– mec. İçinden çıkılmayacak bir duruma getirmek, kördüğüm etmek.
– Çelme takmak
– Güreşte sarmaya almak, çelme takmak ...
Bağdaş kurmak
Sol ayağını sağ bacağın, sağ ayağını da sol baca ğın altına alıp oturmak. ...
bağdaşma
– Bağdaşmak işi, imtizaç. ...
bağdaşmak
– (-le) Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek
– Çocuk oyunlarında arkadaş olmak.
– (-e) Bağdaş kurup oturmak
– Bir iş veya oyun için anlaşmak, uzlaşmak, eş tutmak, ortaklaşm ...
bağdaşmaz
– sıfat. Uyuşmaz, tutarsız. ...
bağımlamak
-i Bir şeyi bağım altına sokmak, etkisi altında tutmak. ...
bağımlaşmak
-e Bir şeye veya bir kimseye tamamen bağımlı olmak. ...
bağırıp çağırma
– şarlama ...
bağırma
– Yurdun kimi yerlerinde türküye verilen ad.
– Bağırmak işi
– avaz, avaze, nara ...
bağırma yüksek ses
– nara, haykırma ...
bağırmak
– İnsan yüksek ve gür ses çıkarmak
– mecaz. Kendini belli etmek
– Ağlamak
– -e Yüksek sesle azarlamak. ...
bağış yapma
– ira ...
bağışlama
– Bağışlamak işi, mağfiret, gufran
– Hibe etme ...