1. işi gücü olmadığı için bomboş oturmak -2. işyeri ...
Arama Sonucu – "amak"
Sıfırdan başlamak
Bir işe sadece kendi olanaklarına güvenerek baş lamak, ...
sıkılamak
– (-i) Sıkı duruma getirmek
– Sıkıştırmak
– Dolma tüfek, tabanca vb. ateşli silahları ağızdan doldurup sıkıştırmak
– İyice tembih etmek
– mec. Bunaltmak
– mec. Zorl ...
sınamak
– Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için birini, bir nesneyi veya bir düşünceyi yoklamak, denemek, tecrübe etmek.
– Bilgisini, yeteneğini, yeterliliğini veya n ...
Sırtını dayamak (birine)
Para, nüfuz vb. yönlerden güçlü bir kimsenin koruyuculuğuna güvenmek; arkasını dayamak. ...
Soluk aldırmamak (birine)
Dinlenmesine, başka bir şeyle uğraşma sına fırsat vermeden çalıştırmak nefes aldırmamak. ...
Son kozunu oynamak
Herhangi bir konuda istediğini elde etmek üze re elindeki son olanağı da kullanmak ...
Söz anlamamak
Dik kafalı inatşı olmak; laf anlamamak. ...
Sözden anlamak
bk Laftan anlamak. ...
Sözü ağzına tıkamak
bk Lafı ağzına tıkamak. ...
Sözü bağlamak
Herhangi bir konuda yapılan konuşmayı sonuçlandırmak; lafı bağlamak, ...
Sözü yabana atmamak
bk. Lafı yabana atmamak. ...
Sözünden çıkmamak (birinin)
çeşitli yönlerden bağlandığı bir kimse nin bütün sözlerine ve isteklerine uygun davranmak; lafından şıkma mak. ...
Sözünü esirgememek (sakınmamak)
Bir kimse kendisi ya da başka ları için sakıncalı olabileceğini hesaba katmaksızın düşündüklerini söylemekten şekinmemek; lafını esirgememek (sakınmamak). ...
Su götürür yeri olmamak
– başka türlü yorumlanacak bir yönü bulunmamak ...
Suya sabuna dokunmamak
– Hiç kimseyi rahatsız etmeyecek, hiçbir sorun yaratmayacak bir yol izlemek, kendisine zarar gelmeyecek biçimde davranmak.
– sakıncalı konularla ilgilenmemek, bunlardan söz etmemek
– ...
Suyu görmeden paçaları sıvamak
bk. Dereyi görmeden paçaları sıvamak. ...
Suyu ısınmak (kaynamak) (birinin)
Bir kimsenin şu ya da bu neden le görevinden uzaklaştırılması (yada öldürülmesi) yakınlaşmak. ...
tabaklamak
-i Hayvan postlarını kullanılabilecek duruma getirmek amacıyla değişik kimyasal maddelerle işlemek, terbiye etmek ...
Tabanları yağlamak
– (Alay yollu) Uzak bir yere gitmeye hazırlanmak
– Hızlı koşmak, kaçmak ...
Tadı tuzu katmamak (bozulmak)
Bir şeyin eski, güzel, hoşa giden tarafı kalmamak, yozlaşmak, zevksizi eşmek ...
Tadına doyum olmamak (tadına doyamamak)
Bir şeyin verdiği tadı, zevki çok beğenmek ...
tahkire uğramak
– hakaret görmek ...
takırdamak
– nsz. “Takırtı” sesi çıkarmak ...
Takozlamak
-i Takoz koymak ...