– (-i) Bilinen veya gözlenen durumlardan yola çıkarak bilinmeyen veya gözlenmeyen durumlar hakkında tahminde bulunmak ...
Arama Sonucu – "amak"
yumurtlamak
– Tavuk, kuş, balık vb. yumurta yapmak
– Bazı hayvanlar, üremek.
– mecaz. Uydurup söylemek veya söylenmemesi gereken şeyi açığa vurmak
– Üreme aşamasında çok sayıda yumurtanın ...
Yüreği dayanmamak (bir şeye)
Herhangi bir acıklı durum karşısın da büyük bir act duymak; işi dayanmamak. ...
Yüreği götürmemek (kaldırmamak)
üzücü bir duruma katlanama-mak; işi götürmemek. ...
Yüreği hop etmek (hoplamak)
Bir şeyden birdenbire korkup heye canlanmak; işi hop etmek. ...
Yüreği oynamak
– ansızın heyecanlanmak veya korkmak ...
yüreği sızlamak
– çok acımak, çok üzülmek ...
Yüreği yağ bağlamak
istediği bir şey gerçekleştiği için çok sevinmek. ...
yuvarlamak
-e Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek
-i Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek.
-e, -i Hızla düşürmek, devirmek
– mecaz. Sözü belir ...
Yüzü olmamak
– bir şeye dayanamamak.
– cüret ve cesareti olmamak.
– utanmak. ...
Yüzü tutmamak (bir şey söylemeye)
– haklı da olsa karşısındakini kıracak bir davranışta bulunmaktan çekinmek
– utanmak ...
yüzüne bakmamak
– önem vermemek, ilgilenmemek.
– darılmak, gücenmek. ...
yüzüne duramamak
– dayanamamak, bir isteğe hayır diyememek, kıramamak ...
zağlamak
-i, halk ağzında. Bilemek.
– Keskinletmek. ...
zaman kollamak
– bir işin sırasını beklemek
– uygun bir fırsat beklemek ...
zamanlamak
-i Bir konuda en iyi sonucu almak için en iyi, en uygun süreyi belirlemek.
-i Bir işin sürdürülmesi için zamanı planlamak ...
zemin hazırlamak
– uygun ortam yaratmak ...
zevkini okşamak
– bir şeyden hoşlanmak ...
Zihnini kurcalamak
– bir şey sık sık hatırlanıp insanı düşündürmek
– çözülmesi gerekli bir konu üzerinde durmak ...
Zilsiz oynamak (zil takıp oynamak)
çok sevindiğini belli etmek. ...
zıplamak
– Bir yere çarpıp yukarı fırlamak
– Sevinçten veya oyun yapmak için bulunduğu yerde havaya doğru fırlamak ...
Zırnık (bile) vermemek (koklatmamak)
– En küçük, en kötü şeyi dahi vermemek esirgemek ...
zonklamak
– (nsz) Vücudun bir yeri nabız atışı gibi, kesik kesik ağrımak veya sancımak ...
zorlamak
-i Birine bir şey yaptırmak amacıyla güç kullanmak, boyun eğdirmeye çalışmak, zor kullanmak, mecbur etmek
-i Açılması, kırılması, sökülmesi gereken şeyler için güç kullanmak
– nesnesiz. Üsteleme ...