– Zeki
– Gören
– mec. Görüp anlayan, kalp gözü açık, basiret sahibi, anlayışlı
– “Her şeyi, bütün kainatı en mükemmel şekilde, noksansız olarak gören” anlamında esma-i hüsnadan ...
Kategori: Sıfat
Başı dertte (olmak)
– Çözülmesi güç, sıkıntılı bir durumda olan ...
Başı dinç (olmak)
– Kaygısız, tasası olmayan (kimse) ...
başıboş
– sf. Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan
– Bağlanmamış, serbest bırakılmış
– zf. mec. Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir biçimde
– zf. mec. Kendi isteğine göre, hiçbir etki ...
başıbozuk
– Düzensiz topluluk.
– tar. Askerlerin arasına katılmış sivil savaşçı.
– sf. Karışık, içinden çıkılamayan
– Dul kadın veya erkek.
– Kaçak içilen tütün.
– Kötü (kims ...
basık
– sf. Basılmış, yassılaşmış
– Çok yüksek olmayan, alçak
– Kısık
– Cılız, zayıf, boysuz.
– Türlü sebeplerle basıldığına inanılan ve bu yüzden hastalanan loğusa kadın, yürü ...
basılı
– sıfat. Basılarak yerleştirilmiş
– Basımevinde basılmış (kâğıt, kitap vb.), matbu ...
başka
– sıfat. Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
– Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan
– edat “Ayrıca, üstelik, bir yana” anlamlarında -den başka biçim ...
başlı
– sıfat. Başı olan ...
başlıca
– sıfat. En önemli, başta gelen ...