- aba altından sopa (veya değnek) göstermek (birine)
- abat olmak
- Abayı Sermek (bir yere)
- Abayı Yakmak (birine)
- abazan kalmak
- abdestinde namazında
- abdestini vermek
- abes bulmak
- abes kaçmak
- abliyi kaçırmak (bırakmak, koyuvermek)
- Abuk Sabuk (Konuşmak)
- abuse etmek
- aç açık kalmak
- aç açına
- aç acına
- aç doyurmak
- aç susuz kalmak
- acayibine gitmek
- aceleye getirmek
- Acemilik çekmek
- Aciz kalmak
- Acı çekmek (duymak)
- acı söz
- Açığa çıkarmak (birini) (bir şeyi)
- açığa çıkmak
- açığa vurmak
- açığı çıkmak
- Açığını kapatmak (birinin) (bir şeyin)
- Açık bono (çek, kart) vermek (birine)
- Açık etmek (bir şeyi)
- Açık fikirli
- Açık gözlük etmek
- açık kapamak
- Açık Kapı Bırakmak
- Açık kapı bırakmamak
- Açık konuşmak
- açıklığa kavuşturmak
- Açıklık getirmek (izahetme)
- açıkta bırakmak
- Açıkta Kalmak
- açıktan kazanmak
- açıktan para almak
- Açılıp saçılmak
- Acından ölmek
- Acısı çıkmak
- acısını bağrına basmak
- Acısını çekmek (bir şeyin)
- Acısını çıkarmak (bir şeyin) (bir kimseden)
- acısını görmek
- açlığı öldürmek
- açlık çekmek
- Açlıktan nefesi kokmak
- Açlıktan ölmek
- açmaza düşmek
- Açmaza getirmek (düşürmek, sokmak) (birini)
- Açtı ağzını yumdu gözünü
- Acze düşmek
- Ad takmak (birine)
- adak adamak
- adalet dağıtmak
- adaletine sığınmak
- adam beğenmemek
- adam değilim
- adam gibi
- adam hesabına koymak
- adam içine çıkmak
- adam içine karışmak
- adam kullanmak
- adam sırasına geçmek
- Adam yerine koymak (birini)
- Adama dönmek (benzemek)
- adamdan saymak
- Adamına düşmek (adamını bulmak)
- adamına göre
- aday göstermek
- adaylığını koymak
- adım adım gezmek
- Adım atmak
- Adım atmamak (bir yere )
- adımını attırmamak
- Adımını Denk Atmak
- adımlarını açmak
- adımlarını sıklaştırmak
- Adını ağzına abdestle almak
- adını ağzına almamak
- adını bağışlamak
- Adını koymak
- adını taşımak
- adını vermek
- adres bırakmak (göstermek, vermek)
- adres değiştirmek
- aferin almak
- affa uğramak
- affını dilemek (istemek)
- affınıza sığınarak
- afi kesmek (satmak, yapmak)
- afiş yutmak
- afiyet bulmak
- afiyet olsun
- afiyet şeker olsun
- afiyet üzere olmak
- afura tafura gelmemek
- afyon çekmek
- Afyonu başına vurmak
- Afyonunu patlatmak
- ağına düşürmek
- ağır çekmek
- ağır durmak
- Ağır gelmek
- ağır kaçmak
- ağır kayba uğramak
- ağır ol
- ağır oturmak
- ağır söylemek
- Ağırdan almak
- Ağırına (ağrına) gitmek
- Ağırlık basmak (çökmek) (birine)
- ağırlık olmak
- ağız (veya ağzını) açmak
- ağız açmak
- Ağız Açtırmamak
- ağız ağıza vermek (konuşmak)
- ağız aramak (yoklamak)
- Ağız değiştirmek
- ağız dil vermemek
- ağız kullanmak
- ağız satmak
- ağız tamburası çalmak
- Ağız yapmak
- ağız yaymak
- ağızda dağılmak
- ağızdan ağza dolaşmak
- Ağızlara Sakız Olmak
- ağza almamak
- ağza tat, boğaza feryat
- ağzı açık ayran delisi
- Ağzı Açık Kalmak
- Ağzı burnu yerinde
- ağzı dili bağlanmak
- Ağzı dili kurumak (ağzı kurumak)
- ağzı dili tutulmak
- ağzı dört köşe olmak
- Ağzı kulaklarına varmak
- ağzı oynamak
- Ağzı sulanmak
- Ağzı var dili yok
- ağzı varmamak
- Ağzı yanmak (birinden, bir şeyden)
- ağzına almak
- ağzına bakakalmak (birinin)
- ağzına baktırmak (birinin)
- ağzına bir kemik atmak
- ağzına geldiği gibi
- Ağzına geleni söylemek
- ağzına gem vurmak
- ağzına kilit takmak (vurmak)
- ağzına kira istemek
- Ağzına sakız olmak
- Ağzında bakla ıslanmamak
- Ağzından baklayı çıkarmak
- ağzından bal akmak (damlamak)
- ağzından bal damlamak (akmak)
- Ağzından burnundan getirmek
- Ağzından laf almak (kapmak)
- Ağzından yel alsın
- ağzını açıp gözünü yummak
- Ağzını bıçak açmamak
- Ağzını hayra aç (açmak)
- Ağzının suyu akmak
- Ağzının tadı bozulmak (kaçmak)
- Ağzının tadını bilmek
- ağzının tadını kaçırmak
- Ağzıyla kuş tutsa (tutmak)
- ah almak
- ah etmek
- Akan Sular Durmak
- Akıl Almamak
- Akıl öğretmek (vermek) (bir kimseye)
- Akıl sır ermemek (birşeye)
- Akıl vermek (birine)
- Akılda kalmak (bir şey)
- Akıntıya kürek çekmek
- Akla karayı seçmek
- Aklı başından gitmek
- Aklı çıkmak
- Aklı gitmek
- Aklına esmek
- Aklına koymak (bir şeyi),(bir şeyi birinin)
- aklına tükürmek
- Aklına Yer Etmek
- Aklını bir şeyle bozmak
- aklını çalmak (çelmek)
- Aklını Çelmek
- Aklını peynir ekmekle yemek
- Aklının çivisi (tahtası) eksik
- aklının köşesinden geçmemek
- Aklının ucundan (köşesinden) bile geçmemek
- Al gülüm ver gülüm
- aldı sazı eline
- Aleyhine olmak (bir şey, bir kimsenin)