– sinema, televizyon. İyi görüntü sağlamak, belli bir tip yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve vücudunda yapılan boyama ve değişim yapan erkek. ...
makyöz
– sinema, televizyon. İyi görüntü sağlamak, belli bir tip yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve vücudunda yapılan boyama ve değişim yapan kadın.
– Makyaj ...
mal mülk
– Her türlü taşınır ve taşınmaz maddi varlık ...
mala
– Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, üstten tahta saplı sıvama aracı.
– Deriyi, bir deynek yardımıyla kireçlemekte kullanılan çuval parçası.
– anat. Ya ...
malafa
– teknik. Önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgâhı bağlama aleti.
– Kuyumcuların yüzük düzeltme ve yüzük numarasını saptama aracı. ...
malakit
– kimya. Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, bakır taşı
– Mineral. (Cu2 (OH)2 CO3; metalimsi olmayan parıltı, zümrüt yeşili, pas yeşili; çizgi açık yeş ...
malama
– halk ağzında. Samanla karışık tahıl.
– Karışım
– Düğenlenmiş fakat savrulmamış taneli saman ...
malca
– zarf. Mal olarak, mal bakımından, malen. ...
malcı
– Mal alıp satan kimse ...
malaz
– halk ağzında. Sulak yer.
– halk ağzında. Sürülmemiş, ot bürümüş toprak.
– halk ağzında. Su altında kalan, su basmış tarla
– Mısır ekmeği ...