(Ar.) Er. – Din savaşçısı, islam askeri. ...
Arama Sonucu – "Üç köşeli büyük çalgı"
mücahit
– Kutsal ülküler uğruna savaşan kimse, alperen.
– Din uğruna savaşan, uğraşan, savaşçı.
– Allah yolunda din, vatan, millet uğruna savaşan, cihat eden kimse
– Ar. Mücahid ...
mücahitlik
– Mücahit olma durumu. ...
mücamaa
– esk. Cinsel ilişkide bulunma
– Cinsi münasebette bulunma ...
mücavebe
– Karşılıklı olarak birbirine cevap verme, söz veya yazışma ile atışma ...
mücavir
– sf. Yakın komşu olan ...
Mücavir Alan
– Bir şehrin gelişmesi bakımından gerekli görüldüğünde kullanılabilecek olan belediye sınırlarına komşu alan. ...
mücazat
– İşlenen bir suçtan ötürü ceza verme
– Ceza verme, cezalandırma
– Suça karşılık olarak verilen cezâ ...
mücbir
– Ar. mucbir
– sf. esk. Zorlayan, zorlayıcı, icbar edici. ...
mücbir sebep
– hukuk. Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar ...
MüCD
(Ar.) Ka. – Kıvırcık, kıvrılmış, lülelenmiş saç. ...
MüCEDDET
(Ar.) Ka. – Yeni, henüz kullanılmamış. ...
müceddid
yenilikçi. ...
mücef
– İçi boş olan, boşalmış veya boşaltılmış, oyuk (şey).
– Topların namluları içindeki boşluk, namlu boşluğu. ...
müceffif
– sf. tıp. Kurutan, kurutucu ...
mücehhez
– Ar. mucehhez
– sf. Donanmış.
– Hazırlıklı, hazırlanmış ...
mücehhez olmak
– taşımak, kendinde bulundurmak ...
mücehhiz
– sıf. donatıp hazırlayan, donatan, mücehhez duruma getiren, teçhiz eden (kimse) ...
Mücehverler
– Mücevherat ...
mücella
– sf. Parlatılmış, parlak
– Parlatılmış, parlak, cilalı. ...
mücelled
– ciltlenmiş, ciltli
– teclidolunmuş ...
mücellid
ciltçi. ...
mücellit
– Cilt yapan kimse, ciltçi ...
mücellithane
– Cilt yapılan yer, cilt evi ...
mücellitlik
– Ciltçilik ...