bk. mücerrep ...
Arama Sonucu – "Üç köşeli büyük çalgı"
mücerrebat
– Tecrübe olunmuş, denenmiş, sınanmış şeyler ...
mücerred
– Yalnız, tek.
– Halis, saf, katışıksız, karışık olmayan. Tek başına.
– Çıplak, soyulmuş.
– Tek başına yaşayan, evlenmemiş, bekar.
– Kur’an yazısında noktasız harfl ...
mücerrep
– sıf. Denenmiş, sınanmış, tecrübe edilmiş ...
mücerret
– Ar. mucerred
– db. Yalın durum.
– sf. Evlenmemiş, bekar
– sf. Katışık ve karışık olmayan.
– sf. fel. Soyut
– Kesin olarak
– (Divan edebiyatı terimi) bk. Müf ...
mücessem
– Ar. mucessem
– sf. Cisim durumunda olan.
– Soyut kavramlar için somut bir varlıkta tam olarak belirmiş olan.
– Oyalı kadın başörtüsü, yemeni.
– Cisim durumunda olan, ci ...
mücevher
– Değerli süs eşyası
– Elmas, inci, pırlanta, yâkut, zümrüt, altın vb. ile donanmış veya onlardan yapılmış değerli süs eşyası
– Pırlanta, zümrüt, yakut, inci vb. değerli taş, bilhass ...
mücevher kutusu
– Mücevherlerin saklandığı küçük kapalı kutu, mücevher mahfazası ...
mücevher mahfazası
– Mücevher kutusu ...
mücevher tarih
– ed. Divan edebiyatında, ebcet hesabına göre yalnız noktalı harfleri sayıldığında söz konusu olayın tarihini gösteren dize veya söz. ...
mücevherat
– Mücevherler. ...
mücevherat tamircisi
– Yüzük, iğne ve gerdanlık gibi mücevherat eşyasını tamir eden kişi ...
mücevherci
– Mücevher yapan veya satan kimse, kuyumcu
– Cevahirci ...
mucez
derli toplu, özlü. ...
mucib
1.gereken. 2.sebep. ...
mucib olmak
sebep olmak ...
MUCiBE
(Ar.) Ka. – (bkz. Mucib). ...
mucibince
– zf. Gereğince ...
mucid
icat eden, mucit. ...
MUCiDE
(Ar.) Ka. – (bkz. Mucid). ...
mucip
– sf. Gerektiren, gerektirici.
– Gerektiren, lazım kılan.
– Neden, sebep ...
mucip sebep
– Gerekçe ...
mucir
– Kiraya veren kimse
– kiralayan ...
mucit
– Yeni bir buluş ortaya koyan, icat eden kimse.
– sf. Yaratıcı, yaratan. ...
mucizat
mucizeler. ...