(Ar.) Er. 1. Peygamberlere vahiy getiren dört büyük melekten biri. 2. Cibril, ibranice Allahın kulu. 3. Az çok zorla olgunlaştırmak. Cebrail b. ömer. Batı Karahanlı hükümdar (1099-1102). ...
Arama Sonucu – "çe güyem"
cebren
– zorla ...
cebretmek
-e, eskimiş. Zorlamak ...
cebri
– sıfat, eskimiş. Zorla yapılan
– sıfat, eskimiş. Zor kullanılarak yaptırılan.
– sıfat, eskimiş. Zorlama ...
Cebri icra
Zorla yerine getirtme, zorla yürütüm.~ta’kıybi: zorla yerine getirtme, zorla yürütüm koğuşturması. ...
cebri yürüyüş
– askerlik. Bir yere kuvvet yetiştirmek veya düşmandan önce varmak için yapılan hızlı yürüyüş ...
cebrinefis
– Nefis zorlaması ...
cebrinefs
– Kendini zorlama, kendine baskı yapma, kendini tutma ...
cebriye
– eskimiş, felsefe. Yazgıcılık ...
çeç
– Tahıl yığını.
– Tahıl elenen kalbur.
– Savrularak samanından ayrılmış tahıl yığını.
– Kabuğu çıkarılmış fındık, ceviz ve mısır
– Şalgamın sap ve yaprakları.
– Üzü ...
çeçe
– hay. b. İki kanatlılardan, insana uyku hastalığı aşılayan, sinekten büyük bir cins Güney Afrika böceği (Glossina).
– Ağabey.
– Efe.
– Kefal’in küçük yavrularına verilen ...
çeçen
– Akıllı
– a. Kafkasya’nın kuzeydoğusundaki Çeçen Cumhuriyeti’nde yaşayan bir halk veya bu halkın soyundan olan kimse.
– Kafkasya’nın kuzeydoğusunda yaşayan bir hal ...
çecik
– halk ağzında. Madenî kulp, halka, çivi
– Kazanı kulpa bağlayan bölüm ...
CECiM-CiCiM
örtü ya da perde olarak kullanılan ince kilim ...
CED
Avrupa Savunma Topluluğu ...
CEDAVi
Hizmetçi aylığı ...
cedavil
cetveller, çizelgeler. ...
cedd
ata. ...
cedel
– Tartışma, münazara, çekişme, münakaşa etme ...
cedeli
tartışmaya dayalı, münakaşa üstüne oturmuş. ...
cedelleşmek
-le, halk ağzında Tartışmak, münakaşa etmek, becelleşmek, cebelleşmek.
-le, halk ağzında Uğraşmak, çabalamak, becelleşmek, cebelleşmek ...
çedene
– Kendirin tohumu ...
cedi
– eskimiş, gök bilimi. Oğlak ...
cedid
yeni. ...
cedide
yeni. ...