(Tür.) Er. – Güçlü, kuvvetli. ...
Arama Sonucu – "çe güyem"
Celil
– sf. esk. Çok büyük, ulu.
– din b. Çok büyük, ulu (Tanrı). ...
CELiLAY
(a.t.i.). – Ulu, yüce ay. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. ...
CELiLE
(Ar.) Ka. – (bkz. Celil). ...
çelim
– halk ağzında. Güç, kuvvet ...
çelimsiz
– sıfat. Güçsüz, zayıf, nahif ...
çelimsiz ve biçimsiz kimse
– cimbakuka, lagar
– ili ...
çelipa
– Haç, put, istavroz, salip ...
celis
arkadaş. ...
çelişik
– sıfat. Çelişkili
– mütenakız
– mütezâd
– Aralarında çelişme bulunan (önermeler, yargılar, kavramlar, terimler) ...
çelişken
– sıfat. Çelişkili ...
çelişki
– Söylenilen sözlerin birbirini tutmaması, tenakuz, paradoks
– Ne doğru ne de yanlış olan önerme.
– Hem doğru hem yanlış olan önerme.
– bir önerme olmak üzere (…) önermes ...
çelişkiye düşmek
Sözleri ya da davranışları; sözleri ile davranışları birbirini tutmamak, birbiriyle çelişmek; tenakuza düşmek. ...
çelişme
– Çelişmek durumu, tenakuz
– mantık. Önerme, yargı, kavram ve terimlerin birbirini tutmama durumu ...
çelişmek
– nsz, -le Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirlerine ters düşmek, tutarsız olmak, mütenakız olmak ...
çeliştirmek
-i Çelişme işini yaptırmak
– Gevelemek. ...
cell
hücre ...
CELLA
Tapınaklarda kült heykelinin bulunduğu ana salon ...
cellaba
– Cezayir tunus ve fas yerlilerinin giyidği koltuk altlarından ve dirsekten yırtmaçlı kukuletalı ve oldukça geniş kollu ayaklara kadar inen harmani ...
CELLABiYE
Arap erkeklrinin bir giyeceği ...
cellad
cellat. ...
celladi
cellatlık. ...
cellat
– Ölüm cezasına çarptırılanları öldürmekle görevli olan kimse
– sıfat. Acımasız, katı yürekli, kolaylıkla suç işleyen, zalim ...
çello
– müzik. Viyolonsel ...
çelme
– Çelmek işi.
– Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma
– Arkadan hafifçe bağlanan başörtüsü.
– çalma
– Yağının yumruğunu bilekle, kolla, elle karşılayıp yön ...