– çekici, sürükleyici.
– Zorla para alan kimse.
– Savaş araçlarıyla donatılmış kalabalık ordu. Yavaş yavaş giden asker alayı
– Desti satıcısı
– Dilenci. ...
Arama Sonucu – "çe güyem"
CERRARE
Sarı renkte küçük ve zehirli akrep ...
CERV
Vahşi hayvan yavrusu ...
çerviş
– Kasaplık hayvanlardan elde edilen çeşitli yağların eritilmişi.
– Yemeğin sulu kısmı.
– İç yağı.
– Yağlı et suyu
– Far. çerbiş ...
CERZE
Yaş ot bağı ...
CESAMET
irilik ...
CESAMET-iZZET
Büyüklük ...
cesaret
cesurluk. ...
Cesaret almak (bulmak)
Bir kimseye, şeye güvenerek gücü artmak. ...
Cesaret etmek (bir şeye)
Tehlikeli bir işe korkmadan girişmek, güçlüğü ya da tehlikeyi göze almak. ...
Cesaret gelmek
Yılgınlığı gitmek, yüreklenmek. ...
Cesaret göstermek
Yürekli davranmak. ...
Cesaret vermek (birine)
Birinin yılgınlığını gidermek, birini yüreklen dirmek; ona moral vermek. ...
Cesaretini kırmak
Cesaretini yok etmek, yürekliliğini sarsmak, umut suzluğa düşürmek. ...
CEşER
Davarı otlamaya çıkarmak ...
ceset
– Ölü beden, naaş ...
cesim
– sf. esk. Büyük, iri, kocaman ...
CESiMi
(Ar.) Er. – iri, büyük. ...
cesimülcüsse
iri yapılı, iriyarı. ...
CEşiR
Büyük çuval ...
çeşit
– Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev
– Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik.
– sf. Türlü
– ...
çeşit çeşit
– sf. Çeşitli olan, türlü türlü
– Değişik değişik ...
çeşitkenar
– sıfat, matematik. Kenarlarından hiçbiri ötekine eşit olmayan (çokgen). ...
çeşitkenar üçgen
– matematik. Üç kenarı da ayrı uzunlukta olan üçgen ...
çeşitleme
– Çeşitlemek işi
– Farklı olma durumu, farklılık
– müzik. Belli bir temayı değişik armoni, melodi ve ritimle süsleyerek yeniden çalma, varyasyon ...