1. Hastalanmak. -2. Rahatı, huzuru kalmamak; canı sıkılmak; neşesi bozulmak. ...
Arama Sonucu – "şân–ı ahlâfa zül"
layetezelzül
sarsılmaz. ...
ma-i zülal
– Saf, temiz, soğuk ve tatlı su ...
mazul
görevden alınmış, azledilmiş. ...
mazul olmak
görevden alınmak, azledilmek ...
mebzul
– sf. Bol, çok ...
mebzulen
bolca. ...
mebzuliyet
– çokluk, bolluk ...
Neşesi bozulmak
Rahatı huzuru kalmamak; keyfi bozulmak. ...
nüzul
1.inme. 2.felç. 3.konaklama. ...
sani-i kadir-i zülcelal
– Sonsuz haşmet ve azamet sahibi, herşeye gücü yeten, herşeyi sanatla yaratan Allah ...
şems-i taban-ı zülcemal
– İlahi güzelliğin parlak güneşi.
– Sonsuz güzel ve parlak olan yüce (ezeli) güneş. ...
SÛZüLAY
(Tür.) Ka. – Gökte süzülen ay. ...
süzülgü
– planör ...
Tadı tuzu katmamak (bozulmak)
Bir şeyin eski, güzel, hoşa giden tarafı kalmamak, yozlaşmak, zevksizi eşmek ...
tafazzul
bilgiçlik taslama. ...
tefazzul
üstünlük taslama. ...
tegazzül
gazel söyleme. ...
tenezzül
– Kendi durumundan daha aşağıdaki bir işi, bir durumu kabul etme.
– Alçalma.
– Alçakgönüllülük.
– Ar. tenezzul ...
Tenezzül Etmek
– Kendi durumuna, düzeyine aykırı düşen bir şeyi veya işi kabul etmek
– Alçak gönüllülük göstermek
– Herhangi bir şeyi yapmaya istekli olmamak ...
tenezzülen
alçakgönüllülükle. ...
tevazulu
– sıfat. Alçak gönüllü ...
tezelzül
– Sarsılma, sallanma
– Arapça. tezelzul ...
toplumsal çözülme
– toplum bilimi. Birbirine bağlı kişiler veya gruplar arasında amaca ulaştıracak görevlerin yapılamaması sebebiyle ilişkilerin bozulması ...
tüzül
– Düzülü, sıralı, muntazam, disiplinli, hiyerarşik
– Anlaşmış, anlaşmalı ...