– zarf. Sözlü olarak.
– zarf. Ağız yoluyla.
– oral ...
Arama Sonucu – "Ağız tadı"
Ağızdan ağıza
– zarf. Sözlü bir biçimde
– Biri ötekine, ötekisi de başkalarına söyleyerek. ...
ağızdan ağza dolaşmak
– bir söz herkes arasında söylenilmek ...
ağızdan dolma
– sıfat. Namlusu ağzından doldurulan (top veya tüfek) ...
ağızdan kapma
– sıfat. Başkalarından dinlemek yolu ile yarım yamalak edinilen (bilgi) ...
ağızdan kapmak
– bk. ağzından kapmak ...
ağızdan sözlü
– şifahen ...
ağızdan sözlü
– şifahen ...
ağızlama
– Ağızlamak işi.
– Tarlayı kazarken, kazılan yerle kazılacak yer arasındaki genişlik
– Fr. Protogala ...
Ağızlara Sakız Olmak
– Herkesin diline düşmek ...
ağızsıl ünlü
– dil bilgisi: Ağız ünlüsü ...
Ağzının tadı bozulmak (kaçmak)
– bir kimsenin kurulu düzeni, dirliği bozulmak. ...
Ağzının tadını bilmek
– güzel yemeklerden anlamak
– her şeyin güzelini, iyisini bilmek, anlamak ...
ağzının tadını kaçırmak
– neşesini, keyfini bozmak
– bir kimsenin kurulu düzenini bozmak ...
akıl yaşta değil baştadır
– “akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir” anlamında kullanılan bir söz ...
Aşık ağızlı
Aptal görünüşlü, salak, sersem kimse işin söylenir. ...
ayran ağızlı
– sf. argo Ayran budalası.
– Boşboğaz, geveze. ...
bağız
– Kadınların birbirlerine karşı acanım yerine kullandıkları bir hitap ...
bal bal demekle ağız tatlanmaz
– “sözde kalan dilek ve tasarıların iş bitirmede hiçbir etkisi olmaz” anlamında kullanılan bir söz. ...
Bir ağızdan
Hep birlikte, beraberce. ...
buncağız
– sıfat, halk ağzında. Bu kadar, bu kadarcık.
– sıfat, halk ağzında. Bu zavallı, bu küçücük ...
çanak ağızlı
– sıfat. Büyük ağızlı.
– sıfat, mecaz. Sır saklamaz ...
cancağız
– Kendiliğinden isterse, içinden gelirse anlamındaki cancağızı isterse sözünde geçer ...
cancağızım
– sevgi dolu hitap sözü, samimi, teklifsiz dost ...
çatal ağız
– coğrafya. Delta. ...