– saygı göstermek için baş eğerek selamlamak
– direnmekten vazgeçip buyruk altına girmek ...
Arama Sonucu – "Akdenizde bir ada"
Baş etmek (bir şeyle) (bir kimseyle)
Onu yenmeye gücü yetmek, o konuda başarı kazanmak. ...
Baş göz etmek (birini)
– Herhangi bir tehlikeden sakınarak bir işi alelacele yapıp bitirmek
– Evermek, evlendirmek
(başgöz etmek) ...
Baş kaldırmak (bir şeye, birine)
– Belirgin durum göstermek
– Ayaklanmak, isyan etmek, karşı gelmek. ...
Baş koymak (bir şeye)
Bir ülkü, amaç uğruna ölümü bile göze alıp uğraşmak. ...
Baş tacı etmek (birin)
Ona büyük saygı göstermek, değer vermek. Başta gelmek ...
Başa (bir şey) gelmek
Kötü bir durumla karşılaşmak. ...
Başa çıkarmak (bir işi) (birini)
– Onu çok şımartmak. ...
Başa çıkmak (biriyle)
– güçlükler çıkaran biriyle olan işini, kendi istediği yolda sonuçlandırabilmek ...
Basamak yapmak (bir şeyi, birini)
Bir kimseden ya da durumdan, daha yüksek bir yere gelebilmek için yararlanmak. ...
Başı altından çıkmak (birinin)
Kötü bir durum onun tasarım ve girişimiyle meydana gelmek; kafasının altından çıkmak. ...
Başı belada olmak
Büyük bir felaketle, sıkıntılı bir durumla karşı kar şıya olmak. ...
Başı hoş olmamak (bir şeyle), (biriyle)
1. Ondan hoşlanmamak. -2. O kimseyle arası bozuk olmak; kafası hoş olmamak. ...
Başı işin (birinin)
Değer verilen kişinin hayatı sözkonusu edilerek kullanılan ant ya da yalvarma sözü. ...
Başına bela etmek (birini, bir şeyi)
Onu kendisine sıkıntı verecek bir durumu getirmek; o şeyin kendisini tedirgin edecek duruma gelmesine neden olmak. ...
Başına bir şey (bela, bokluk, hal, iş, kaza vb) gelmek
Kötü bir duruma düşmek, istenmeyen bir durumla karşılaşmak. ...
Başına bitmek (birinin)
istemediği halde yanına gelip bir türlü ordan ayrılmamak, ısrarlı isteklerde bulunmak. ...
Başına çalmak (bir şeyi)
1. Bir şeyle vurmak. -2. Bir şeyi öfkeyle geri vermek ; kafasına çalmak. ...
Başına çıkarmak (birinin)
– şımartmak, çok yüz vermek ...
Başına çorap örmek (birinin)
– birine, haberi olmadan kötü duruma düşürücü davranışta bulunmak ...
Başında olmak (bir durum birinin)
Aynı sıkıntılı durumu yaşamakta olmak. ...
Başından atmak (defetmek) (birini) (bir şeyi)
1. Rahatsızlık veren, artık sıkıcı olan bir kimseyle olan iliçkiye son vermek. -2. Yapılması güç olan ya da çok zaman alacak olan bir işi bırakmak. ...
Başından savmak (bir şeyi, bir kimseyi)
– bir istekte bulunanı sözde bir sebeple uzaklaştırmak
– Onu herhangi bir bahane ile uzaklaştırmak. ...
Başını (baş) alamamak (bir şeyden)
O şeyden kendisini bir türlü kurtaramam ak. ...
Başını (bir şeyden) kaldırmamak (kaldıramamak)
1. Bir işi yaparken hiç ara vermemek, o işin gidişini bozacak başka bir iş yapmamak; kafasını kaldırmamak. -2. Hasta bir türlü iyileşip ayağa kalkamamak; kafasını kaldırmamak. ...