– şımartmak, çok yüz vermek ...
Arama Sonucu – "Aklını başına almak"
Başına çıkmak
Birinin hoşgörüsünü, yakınlığını fırsat bilip şımarıkça davranmak; tepesine çıkmak. ...
Başına çorap örmek (birinin)
– birine, haberi olmadan kötü duruma düşürücü davranışta bulunmak ...
başına devlet kuşu konmak
– beklemediği büyük bir nimeti ele geçirmek ...
Başına dikilmek
Başucunda durmak, rahatsız etmek; tepesine dikil mek. ...
Başına iş açmak
– uğraştırıcı ve üzücü bir işin çıkmasına yol açmak ...
Başına vur, ağzından lokmasını al
Uysal, boyun eğen (kimse). (Kars. Yumuşak baştı.) ...
Başını belaya (derde) sokmak (salmak)
Hiç gereği yokken bir kimseyi sorumlu kılan, başını ağrıtan bir duruma itmek.. ...
başlı başına
– zf. Başka bir şeye ihtiyaç duymadan
– Bütün yönleriyle ...
Belge almak
iki yıl aynı sınıfta üst üste kalan öğrenci, okuldan uzak laştırılmak. ...
Berabere kalmak
Bir oyunda her iki tarafın da aldığı sayılar eşit olmak, yenişememek. ...
Bir atımlık (atım) barutu olmak (kalmak)
Bir konuda yapabileceği pekaz şey kalmak; gücü, olanakları tükenmeye başlamak. ...
Bir başına
– zf. Tek başına
– Başkasının yardımı olmaksızın ...
Bir deri bir kemik (kalmak)
Vücutşa çok zayıf (düşmek), zayıflamış (olmak). ...
Bir don bir gömlek (kalmak, bırakmak)
Yarı çıplak, yoksul bir durumda (kalmak, bırakmak). ...
Bir iğne bir iplik kalmak
Bir üzüntü, hastalık vb. nedeniyle çok zayıf lamak. ...
bitab kalmak bitkin düşmek.
bolalmak
– (nsz) hlk. Bollaşmak.
– Genişlemek, çoğalmak ...
Borusunu çalmak (birinin)
çıkar sağlanan kimsenin hoşuna gidecek, düşüncelerine uygun düşecek davranışlarda bulunmak. ...
boşalmak
– Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek
– Dışarıya akmak, dökülmek.
– Gevşemek, açılmak
– mecaz. Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj ol ...
Boşta kalmak (boşta gezmek)
işsiz güçsüz kalmak. ...
boyunun ölçüsünü almak
– kendi yetersizliğini, beceriksizliğini anlamak
– beklediği yakınlığı görememek ...
Bozuk çalmak
– argo canı sıkılmış, yüzü asılmış olmak ...
bunalmak
– Soluk alması güçleşmek
– mecaz. Çok sıkılmak, çok tedirgin olmak ...
çakılıp kalmak
Bulunduğu yerde uzun süre kımıldamadan kalmak, hareketsiz durmak. ...