– nesep, babaerki ...
Arama Sonucu – "Alaca soy adındaki yazar"
soy, nesep
– sülale, asıl ...
soya
– bitki bilimi. Kökeni Çin ve Japonya’ya uzanan, protein değeri bakımından zengin bir tür fasulye, soya fasulyesi (Soia hispida)
– Bıçak. ...
soya çekim
– Kalıtım ...
soya eti
– Soya fasulyesinden elde edilen, beyaz peynire benzeyen, kolesterol içermeyen bir yiyecek türü, soya loru, tofu ...
soyadı
– Herkesin ailece anılmasına yarayan öz adından sonraki adı, aile adı, aile ismi, soy ismi ...
Soyağacı
– Bir soyun, en uzak atasından başlayarak son üyesine değin bireylerini gösterir çizelge.
– şecere ...
soyha
– Ölüden geriye kalan giysi, elbise
– Miras, kalıt.
– Yaramaz, huysuz.
– Aşağılık, kötü insan, kadın
– Hayırsız, belalı.
– İnceliksiz, kaba.
– Şey, nesne.
...
SOYHAN
(Tür.) Ka. – Han soyundan gelen. ...
Soyka
– hlk. ölünün üzerinden çıkan giysi.
– Bulg. hay. Tüyleri alacalı, küçük bir karga türü. ...
SOYKAN
(Tür.) Ka. – Asil, soylu. ...
Soykırım
– toplum bilimi. Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme, jenosit, genosit, pogrom.
– Savaş veya barış zamanlarında belirli bir ırk veya ulusa ait bireyleri, etnik vey ...
şöyle bir
üstünde durmaksızın, gelişigüzel, üstünkörü ...
şöyle böyle
– zf. Ne iyi ne kötü, orta derecede
– Aşağı yukarı, hemen hemen, yaklaşık olarak ...
şöylemesine
– Şu biçimde, şöylesine ...
söylemsemek
– (nsz) Söyleniş özelliği taşımak.
– Söylemeye özen göstermek ...
Söylence
– Efsane.
– Laf, söz, dedikodu.
– Tanrılar, kahramanlar, önceki çağların olayları üzerine anlatılanlar, masallar, öyküler.
– Bir toplumda öykü biçiminde canlı olarak yaşayan es ...
söylencebilim
– Söylenceler bilimi: 1. Bir halkın söylencelerini, tanrılar üzerindeki öykülerini bütünlüğü içinde toplama. 2. Söylenceler üzerinde bilimsel araçtırma.
– Bir budunun söylencelerinin tümü. ...
söyleşi
– Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihal, sohbet
– Belli bir konuda alanla ilgili kişilerin katıldığı bilgilendirme toplantısı.
– Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı and ...
söyleşi sohbet
– hasbihal ...
şöylesine
– zarf. Tam şöyle, şu biçimde
– İş olsun diye, gelişigüzel, öylesine ...
söylev
– Bir topluluğa düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel söz, nutuk, hitabe
– Dinleyicileri bir davaya inandırmak veya onlara bir telkin yapmak amaciyle sö ...
söylev nutuk
– hitabe, konuşma ...
söyleyiş
– Söyleme işi
– dil bilimi. Bir kelimenin ses, hece, ton ve vurgu bakımından söylenme biçimi, söyleniş, sesletim, telaffuz. ...
Soylu
– Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asaletli, asil
– İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen (kimse), necip, kişizade, asil
& ...