Onu kendisine sıkıntı verecek bir durumu getirmek; o şeyin kendisini tedirgin edecek duruma gelmesine neden olmak. ...
Arama Sonucu – "Bakır oluşn gümüş görmümndeki bir alaşım"
Başına bir şey (bela, bokluk, hal, iş, kaza vb) gelmek
Kötü bir duruma düşmek, istenmeyen bir durumla karşılaşmak. ...
Başına bitmek (birinin)
istemediği halde yanına gelip bir türlü ordan ayrılmamak, ısrarlı isteklerde bulunmak. ...
Başına çalmak (bir şeyi)
1. Bir şeyle vurmak. -2. Bir şeyi öfkeyle geri vermek ; kafasına çalmak. ...
Başına çıkarmak (birinin)
– şımartmak, çok yüz vermek ...
Başına çorap örmek (birinin)
– birine, haberi olmadan kötü duruma düşürücü davranışta bulunmak ...
Başında olmak (bir durum birinin)
Aynı sıkıntılı durumu yaşamakta olmak. ...
Başından atmak (defetmek) (birini) (bir şeyi)
1. Rahatsızlık veren, artık sıkıcı olan bir kimseyle olan iliçkiye son vermek. -2. Yapılması güç olan ya da çok zaman alacak olan bir işi bırakmak. ...
Başından savmak (bir şeyi, bir kimseyi)
– bir istekte bulunanı sözde bir sebeple uzaklaştırmak
– Onu herhangi bir bahane ile uzaklaştırmak. ...
Başını (baş) alamamak (bir şeyden)
O şeyden kendisini bir türlü kurtaramam ak. ...
Başını (bir şeyden) kaldırmamak (kaldıramamak)
1. Bir işi yaparken hiç ara vermemek, o işin gidişini bozacak başka bir iş yapmamak; kafasını kaldırmamak. -2. Hasta bir türlü iyileşip ayağa kalkamamak; kafasını kaldırmamak. ...
Başını yakmak (birinin)
Onu tehlikeli bir duruma sokmak, zarar sokmak ...
Başını yemek (birinin)
– güç duruma düşmesine yol açmak
– öldürmek, ölümüne yol açmak. ...
Başının artından çıkmak (bir şey, birinin)
Kötü bir şey birinin, kurnazca hazırladığı bir plana göre yapılmak; kafasının altından çıkmak. ...
Başkalaşım
– Bir kütlenin fiziki ve kimyasal özelliklerinin değişmesi, istihale, metamorfizm.
– özellikle böceklerde ve amfibyumlarda, bir hayvanın embriyo evresinden ergin olana kadar geçirdiği şeki ...
Baskın çıkmak (birinden, bir şeyden)
Ondan üstün olmak, onu geride bırakmak. ...
Baştan çıkarmak (birini)
Onu etkileyerek kötü yola sürüklemek, doğ ru yoldan saptırmak; ayartmak. ...
Batta olmak (birine)
Birisinden ısrarla, bıkkınlık verdirecek ölçüde bir şeyler istemek; ona asılmak. ...
BEBiR
Kaplan ...
Bel bağlamak (birine, bir şeye)
– birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek
– ona güvenmek, inanmak. ...
belli bir normun üstünde olan
– süper ...
benlik kibir
– gurur, küstahlık, had ...
benzenden türeyen bir amin
– anilin ...
Beş paralık etmek (birini)
Ayıplarını söyleyip onu küçük düşürmek. ...
beyaz renkli bir tür koyun
– karayaka ...