1. Bir işi yaparken hiç ara vermemek, o işin gidişini bozacak başka bir iş yapmamak; kafasını kaldırmamak. -2. Hasta bir türlü iyileşip ayağa kalkamamak; kafasını kaldırmamak. ...
Arama Sonucu – "Bası ölçer"
Başını ağrıtmak
1. Gereksiz, yersiz sözlerle bunaltmak. -2. Tedirgin etmek, uğraştırmak, can sıkmak; kafasını ağırtmak. ...
Başını alıp gitmek (kaçmak, savuşmak)
– Hiç kimseye danışmadan, haber de vermeden bulunduğu yerden uzaklaşmak.
– (Fiyat, ücret, faiz vb) Gittikçe artmak, yükselmek. ...
Başını Bağlamak
– başına örtü vb. bağlamak
– birini nişanlamak veya evlendirmek ...
Başını belaya (derde) sokmak (salmak)
Hiç gereği yokken bir kimseyi sorumlu kılan, başını ağrıtan bir duruma itmek.. ...
Başını boş bırakmak
Bir şeyi ya da kimseyi kendi haline bırakmak; denetim altına tutmamak. ...
Başını dinlemek
Kalabalıktan, gürültüden uzak, sessiz sakin bir yer de dinlenmek; kafasını dinlemek. ...
Başını döndürmek
1 .(Korku, içki, tütün vb) Baygınlık vermek, bayıla cak duruma getirmek. -2. çok beğenmek, büyük bir ilgi duymak. ...
Başını ezmek
Birisini bir daha kötülük yapamayacak duruma getir mek, yok etmek; kafasını ezmek. ...
Başını gözünü yarmak
Bir işi istenildiği gibi yapmamak; o işi kusurlu, eksik bir biçimde yapmak; kafasını gözünü yarmak. ...
Başını kaşımaya vakti olmamak (başını kaşıyacak durumda olmamak)
işleri çok ve sıkışık durumda olmak; kafasını kaşımaya vakti olmamak. ...
Başını şişirmek
– gürültü veya gevezelikle bir kimseyi tedirgin etmek ...
Başını taşa (taştan taşa) vurmak
Bir fırsatı kaçırınca ya da başarısız lığa uğrayınca çok üzülmek, kafasının taştan taşa vurmak. ...
Başını yakmak (birinin)
Onu tehlikeli bir duruma sokmak, zarar sokmak ...
Başını yemek (birinin)
– güç duruma düşmesine yol açmak
– öldürmek, ölümüne yol açmak. ...
Başının artından çıkmak (bir şey, birinin)
Kötü bir şey birinin, kurnazca hazırladığı bir plana göre yapılmak; kafasının altından çıkmak. ...
Başının çaresine bakmak
– kimseden yardım görmeden kendi işini kendi yapmak
– içinde bulunduğu güç durumdan kendi olanaklarıyla kurtuluş yolu aramak. ...
Başının derdi
(özellikle çocuklar işin sitem yollu söylenir) çok rahatsızlık veren, eziyet eden; baş belası. ...
Başının etini yemek
Birisinden ısrarla, bıkkınlık verecek ölçüde bir şeyler istemek; kafasının etini yemek. ...
Basıölçer
– Buharın veya herhangi bir gazın bulunduğu kabın iç yüzeyine yaptığı basıncı belirleyen alet, manometre
– Akışkanların basıncını ölçen araç ...
Basıp geçmek
1. önündekini geçmek. -2. Ona uğramamak. -3. Ona önem vermemek. ...
Basıp gitmek
– birdenbire gitmek, aklına koyduğu şeyi yapmak üzere bulunduğu yerden uzaklaşmak, çekip gitmek ...
basıvermek
-e, -i Çabucak basmak ...
başlı başına
– zf. Başka bir şeye ihtiyaç duymadan
– Bütün yönleriyle ...
Bir başına
– zf. Tek başına
– Başkasının yardımı olmaksızın ...