– sıfat. Belagati olan, yerinde, güzel ve etkili söz söyleyen, belagatli
– Anlaşılır
– Etkili, güzel ve yerinde söylenmiş (söz)
– Yeter derecede, yeterli ...
Arama Sonucu – "Bel ile kalça arası bölüm"
BELiK
– ince saç örgüsü. Saç. Saç örgüsünün omuzlardan sırta uzanan bölümü
– işaret, iz, nişan
– çok, fazla
– Tepe, doruk
– Bölük, parça, kısım, Askeri birlik
...
belika
Güzel söyleme , yazma ...
BELiN
(Tür.) Ka. – Gözlerini açıp baka kalmış şaşkın. ...
Belini doğrultmak
işlerini düzene koymak (Kars. (işi) yoluna koy mak.) ...
Belini kırmak
1. Fena halde dövmek. -2. Hırpalamak, bir şey yapamaz duruma getirmek. -3. Bir işin en güç kısmını yapıp bitirmek, kolaylaştırmak ...
belirgi
– Bulgu, araz, semptom ...
belirgin
– sf. Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih, belli, belirli
– zf. Açık bir biçimde ...
belirlenimci
– sf. fel. Belirlenimcilik yanlısı olan, gerekirci, determinist ...
Belirlenimcilik
– Her olayın başka olayların gerekli ve kaçınılmaz bir sonucu olduğunu ileri süren öğreti, gerekircilik, determinizm
– (Lat. determinare = sınırlama, belirleme) : I. (Doğa bilimlerinde) Ev ...
belirlenmezci
– sf. fel. Belirlenmezcilik yanlısı olan, yad gerekirci, indeterminist ...
Belirli belirsiz
çok az belli olan, zorlukla seşilebilen. Belli başlı ...
belirlilik katsayısı
– Değişkenler arasındaki bağıntıyı ölçmek üzere bir serpilmedeki açıklanmış sapmanın toplam sapmaya oranı olarak bulunan ve bağımlı değişkende bağımsız değişkence açıklanabilen değişkenliği O ...
belirme
– Belirmek işi ...
belirmek
– (nsz) Önce belli veya görünür olmayan bir şey ortaya çıkmak, tezahür etmek
– Bir düşünce veya durum kesin bir biçim almak, tebellür etmek
– İyice görünür ve anlaşılır bir durum alm ...
belirteç
– db. Zarf.
– kim. Ayıraç.
– (Derleme.. katmaç) Bir eylemin, bir sıfatın ya da bir başka belirtecin anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen sözcük
...
belirten
– dil bilgisi. Tamlayan.
– determinant ...
belirtev
– G bir ilingesel öbek olmak üzere, her (
)1 koşullarını sağlayan Y : (
)sürekli işlevi.
– E kümesinin bir A altkümesi için, x e A iken (
) diye tanımlanan (
)işlevi. Simgesi : (
)
– ...
belirti
– Bir olayın veya durumun anlaçılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane
– Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun, hastalığın göstergesi olan durum veya görüntü, araz, semptom, sendrom.
& ...
belirti ipucu
– iz, emare, işaret ...
belirti işaret
– Alamet, iz, nişan ...
belirti iz ipucu
– emare, işaret ...
belirtik
– sf. Açık, belli, sarih.
– Açılmış, ortaya serilmiş; açık, belli; açıkça dile getirilmiş, bildirilmiş. Karşıtı bk. örtük
– Anlatımda ve yazımda açıkça görünen bir nicelik
– İn ...
belirtiler
– semptom
– araz
– emarat
– işaretler
– bulgu
– fels. ilinek ...
belirtke
– Soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, amblem.
– Bir konu hakkındaki açıklayıcı bilgilerin tümü
– dil bilimi. Gösterge.
– Bir yapıtı ve yazarını tanıtma ...