Birinin ya da birçoklarının arkasından gelmesini sağlamak ...
Arama Sonucu – "Bir işi yerine getirme"
Peşine takmak (birini)
Onu beraberinde götürmek. ...
Peşkeş çekmek (birini, bir şeyini)
– başkasının malını birine bağışlamak
– verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla veya yersiz olarak birine vermek ...
Pestile çevirmek (birini)
Onu çok yormak, güçsüz düşürmek. ...
Petrol gemisi
– Tanker ...
Piç etmek (bir işi)
O işi çıkmaza sokmak, onun tadını kaçırmak. ...
Pisi pisine
Boş yere, boşu boşuna., hiç yoktan. ...
pisik
– halk ağzında. Kedi. ...
pişin
peşin. ...
pisin
– Yüzme havuzu
– Fr. piscine ...
pişirgeç
– Ocakta börek pişirmeye yarayan alet.
– Sac üzerinde pişirilen ekmeği çevirmeye yarayan kürek biçiminde tahta araç.
– Sac üstündeki ekmeği çevirmeye yarayan tahta araç.
– Yufk ...
Pişirip kotarmak
Bir işi eksiksiz biçimde sonuçlandırmak, tamamlamak. ...
Pislik götürmek (bir yeri)
O yerin her yanı çok pis olmak. ...
Piyango vurmak (birine)
1. Piyangoda ikramiye kazanmak. -2. Beklenmedik bir yerden büyük bir kazanç elde etmek. -3. Pek hoşlanmadığı bir işi onun yapması kesinleşmek. ...
piyasa ekonomisi
– ekonomi. Üretimin bir plana göre değil, isteğe göre yapıldığı, fiyatının arz ve talebe göre belirlendiği ekonomi, planlı ekonomi karşıtı ...
plasebo etkisi
– Kişinin plaseboyu aldıktan sonra ortaya çıkan etki ...
plebisit
– hukuk. Devletler hukukunda bir ulusun hangi devlete bağlanacağıyla ilgili oylama
– Halk oylaması
– Fransızca. plebiscite ...
polisiye
– sıfat. Konusu polisin ilgilendiği alanlarda olan (olay, roman, film vb.)
– Fransızca. policier ...
polisiye film
– Konusunu polisin görev alanına giren olaylardan seçen film ...
Posta etmek (birini)
1 .Görevliyi başka bir resmi işyerinde çalışma ya zorunlu kılmak. -2. Gönülsüz de olsa bir kimseyi başka birine tes lim edip bir yere göndermek. ...
Posta koymak (atmak) (birine)
Onu korkutmak (Kars. Gözdağı ver mek, kafa tutmak.) ...
postnişin
– Postta oturan, tekkenin şeyhi olan kimse
– Farsça. pūstnişīn ...
Postu sermek (bir yere)
Kısa bir süre işin gittiği yerde daha uzun süre oturup kalmak. (Kars. Abayı sermek.) ...
precision
duyarlık ...
prerequisite
önkoşul ...