– ürkütmek ...
Arama Sonucu – "Bir işi yerine getirme"
Usanç getirmek
Usanacak duruma gelmek. ...
Usanç vermek (birine)
Onu usanacak duruma getirmek, usandırmak. ...
üst yönetici bilişim sistemi
– İng. executive information system ...
üstün bulmak (görmek) (birini, bir şeyi)
Onu başkalarından ya da başka şeylerden değer!! bulmak (görmek). ...
üstün gelmek (birinden, bir şey den)
Birinden ya da bir şeyden daha başarılı olmak, daha ileri gitmiş olmak; galip gelmek. ...
üstüne (üzerine) almak (bir şeyi)
1. Bir işi yapmayı kabul etmek. -2. Onu ödev edinmek. -3. Olumsuz bir sözün ya da kaba bir davranışın kendisi için söylenmiş ya da yapılmış olduğunu sanarak bun dan tedirginlik duymak. ...
üstüne (üzerine) atmak (suçu birinin)
Bir suçu, suçsuz olan bir kişinin işlediğini söylemek, suçu birine yüklemek. ...
üstüne (üzerine) bir bardak (soğuk) su içmek
Başkasında bulunan malını, parasını almaktan artık umudunu kesmek, unutmak. ...
üstüne (üzerine) geçirmek (bir şeyi) (birini)
1. Bir malın tapusunu kendi adına yazdırmak. -2. Evlat edindiği çocuğu nüfusuna yazdırmak ...
üstüne (üzerine) yıkmak (bir şeyi)
1. Bir suçu başkasına yüklemek, -2. Bir işin sorumluluğunu, ağırlığını başkalarına yüklemek. ...
Uygun bulmak (bir şeyi, birini başkasına)
Birinin başkasına ya da bir şeyin başka bir şeye uygun olduğu kanısında olmak. ...
Uygun gelmek (düşmek) (bir şey, birine)
1. Orta yakışmak, yaraç mak. -2. Ona uymak. -3. Elverişli olmak. ...
Uyku basmak (bastırmak) (birini)
Birdenbire çok uykusu gelmek ...
Uyku vermek (getirmek) (bir şey birine)
O şey onda uyuma isteği uyandırmak, o şeyin uyutucu özelliği olmak ...
Uyuz elmek (birini)
Onu sinirlendirmek ...
Uyuz olmak (birine, bir şeye)
– uyuz hastalığına yakalanmak
– mec. birine, bir şeye sinirlenmek. ...
Uzay Yolu Dizisinden Sonra Ortaya Çıkan Dil
– Klingonca ...
Üzeri kırmızı parafinle kaplı bir tür peynir
– Edar ...
üzerine bir bardak su içmek
bk üstüne bir bardak su içmek. ...
üzüm şırasıyla nişasta kaynatılarak ve tepsilere dökülüp kesildikten sonra kurutulan bir çeşit pesti
– köfter ...
Vasiyeti yerine getiren
– vasi ...
veraset ve intikal vergisi
– hukuk. Ölenin vârislerine kalan mal ve paradan alınan vergi.
– Ölen kişinin varislerine bıraktığı mallarla, yaşayan kimseler arasında yapılan karşılıksız aktarımları kapsayan bir tür ser ...
vision
görüş ...
Vurmalı bir çalgı
– tef ...