Onu görev olarak kabul etmek, onunla sürekli ilgilenmek. ...
Arama Sonucu – "Bir işi yerine getirme"
iş etmek (bir şayi)
Başkasına ait bir şeyi kendisine mal etmek, ortadan kaldırmak, saklamak. ...
işe koşmak (birini)
Ona iş yüklemek, onu bir işle görevlendirmek. ...
işeri atmak (almak, tıkmak) (birini)
Onu hapsetmek, tutuklamak; hapse atmak. ...
işi (bir şeye) vurmak (dökmek)
Başka bir biçimde davranmak, …gibi görünmek. ...
işi açılmak
iş sıkıntısı ortadan kalkıp neşelenmek, ferahlamak ...
işi aksi gitmek
istediği sonucu elde edememek. ...
işi almamak (bir şeyi)
1. Onu midesi kaldırmamak, kabul etmemek. -2. Hoşlanmadığı bir şeyi yapmak istememek. ...
işi başından aşmak (işi başından aşkın olmak)
– Yapacak pekçok işi bulunmak. ...
işi bitmek
1. Yaptığı iş sona ermek. -2. iş yapacak durumu, kuvveti kalmamak. ...
işi bozulmak
– yapmakta olduğu işten gereği kadar kazanç sağlayamaz olmak
– Geçimini sağladığı içinde zarar etmeye başlamak. ...
işi bulanmak
Midesi bulandığı için kusacak gibi olmak. ...
işi burkulmak
çok üzülmek. (Kars. Ciğeri sızlamak.) ...
işi ciddiye almak
Konuya, soruna önem vermek. ...
işi cız etmek
çok üzülmek; yüreği cız etmek. ...
işi dar
Sıkıntılı, beklemeye tahammülü olmayan (kimse). ...
işi daralmak
işi sıkılmak, sıkıntı nedeniyle bunalmak ...
işi dayanmamak
bk. işi götürmemek. ...
işi dışı bir
Gizlisi saklısı olmayan, düşündüklerini aşıkşa söyleyen (kimse). (Kars. özü sözü bir.) ...
işi düşmek (biri yere) (birine)
Bir yerde yapılacak işi bulunmak. -2.Bir kimsenin yardımıyla bitirilebilecek bir işi olmak. ...
işi erimek
çok üzülmek, tedirgin olmak. ...
işi ezilmek
Acıkmaktan dolayı midesi rahatsız olmak; işi kazınmak, kıyılmak. ...
işi geniş
Tasasız, gamsız (kimse); yüreği geniş. ...
işi gitmek
Bir şeyi yapmayı ya da elde etmeyi çok istemek. -2. ishal olmak, sürgün gitmek. ...
işi hop etmek
Birdenbire heyecanlanmak; yüreği hop etmek. ...