Onu askerlik görevine başlatmak. ...
Arama Sonucu – "Bir işi yerine getirme"
Silah çekmek (birine)
öldürmek, yaralamak, korkutmak gibi amaçlarla silahı ona doğru yönelmek. ...
Şilide bir çöl
– atacama ...
silisik asit
– Silikatların asitlerle birleşmesiyle elde edilen zayıf bir asit ...
Sineye çekmek (bir şeyi)
Bir zararı, kötü davranışı ya da sözü istemeye istemeye kabullenmek ...
single precision
tek duyarlıklı ...
Sinir olmak (birine, bir şeye)
Ona sinirlenmek öfkelenmek. ...
sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışma
– Araştırma ...
siyaset bilimcisi
– Toplumun çekirdeğini oluşturan aileden başlayarak art arda bütün insan topluluklarını inceleyen ve siyasi kuruluşların yapısı, gelişmesi, faaliyetleri hakkında araştırmalar yapan kişi ...
Sıcak yüz göstermek (birine)
Ona yakınlık, dostluk göstermek. ...
Sıcakölçerde santigratın onda biri
– dizyem ...
Sıkboğaz etmek (birini)
Bir işi yapması için düşünmesine, hazırlık yapmasına fırsat vermemek, onu sıkıştırmak ...
Sıkıntı basmak (birini)
Sıkılmak, bunalmak. (Kars. işi daralmak.) ...
Sırasını getirmek
Uygun zamanını bulmak. ...
Sırt çevirmek (birine) (bir şeye)
– Bir şeye veya birine önem vermemek
– Bir şeyden veya bir kimseden desteğini, ilgisini kesmek
– Birine darılmak.
– Artık onunla ilgilenmez, ona yardım etmez duruma gelmek; ark ...
Sırtından çıkarmak (bir şeyi birinin)
Bütün giderleri ona (onlara) ödetmek yüklemek. ...
Sırtından geçirmek (birinin)
Bütün giderlerini onun kazancından sağlamak, onu sömürmek ...
Sırtından sımak {birini, bir şeyi)
Onur sorumluluğunu üzerine alma mak ...
Sırtını dayamak (birine)
Para, nüfuz vb. yönlerden güçlü bir kimsenin koruyuculuğuna güvenmek; arkasını dayamak. ...
slavlardan bir halk
– rus, çek, leh, sırp ...
Soluğu (bir yerde) almak
– Herhangi bir kötü ya da iyi durumda hemen oraya gitmek
– bir yere hemen gitmek veya sığınmak ...
Soluk aldırmamak (birine)
Dinlenmesine, başka bir şeyle uğraşma sına fırsat vermeden çalıştırmak nefes aldırmamak. ...
Sona tek piyon bırakmaya çalışılan bireysel oyun
– solo test ...
Sonunu almak (bir işin)
O işi bitirmek. ...
Sonunu getirmek
iyi başladığı bir işi başarıyla bitirmek. ...