Elindeki parayı vb’yi gereksiz yerlere harca yıp tüketmek. ...
Arama Sonucu – "Bir tatlı su balığı"
çarşur olmak
Yararsız yere harcanıp ziyan olmak. ...
casus
– Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, dil avcısı, çaşıt, ajan
– İng.spy
– Alm.spion
– Fr.espion ...
casus ajan
– çaşıt ...
casusi
casusluk, ajanlık. ...
casusluk
– Casus olma durumu, çaşıtlık, ajanlık, espiyonaj ...
çatık yüz (şehre, surat)
öfkeli yüz. ...
cebabire
zorbalar. ...
Cebinden çıkarmak (birini)
Zeka, bilgi, beceri vb. bakımlardan söz konusu kimseden üstün olmak. ...
Cebine indirmek (atmak) (bir şeyi)
Hakkı olmayan bir şeyi kendine mal etmek. ...
CEBiR
– Zor, zorlayış.
– Artı ve eksi gerçek sayılarla, bunların yerini tutan harfler yardımıyla nicelikler arasında genel bağlantılar kuran matematik kolu: Bilinen en eski cebir kitabı, Harezm ...
cebire
– Kırık ve çıkık kemikleri yerinde tutmak için kullanılan tahta, mukavva veya tenekeden yapılmış, üzeri sargıyla kaplanan levha, süyek, koaptör.
– eskimiş. Rayları iki ucundan birbirine ba ...
cebirsel
– sıfat. Cebirle ilgili ...
cebirsel ifade
– matematik. Cebirsel deyim
– Cebirsel simgeleri ve işlemleri içeren ifadeler, denklemler, fonksiyonlar ...
çekeceği olmak (birinden, bir şeyden)
Karşılaşacağı kötü durumlar olmak. ...
çekidüzen vermek (üstüne başına, bir yere)
Dağınık bir yeri, üstünü başını düzgün duruma getirmek, düzeltmek. ...
çekip çevirmek (bir yeri) (birini)
1 .Bir yeri, kuruluşu düzene koymak, iyi biçimde yönetmek. -2. Birini tutumlu, düzgün yaşayabilir duruma getirmek. ...
Celasun
– Kahraman, cesur, atak delikanlı, yiğit.
– Genç ve sağlıklı, gürbüz kimse ...
çELiKSU
(Tür.) Er. – (bkz. çelik). ...
çelme atmak (takmak) (birine) (bir işe)
– çelme ile onu düşürmeye çalışmak
– işin başarı ile sonuçlanmasını engellemek. ...
Cemaziyelevvelini bilmek (birinin)
Onun herkesçe bilinmeyen, geş mişteki kötü bir durumunu bilmek. ...
çenen tutulsun
“Konuşamaz ot” anlamına ilenme sözü. ...
çenesi düşük
– Çok gereksiz şeyler konuşan (kimse), boşboğaz, geveze ...
çeneye tutmak (birini)
Aralıksız konuşarak ve konuşturarak onu oyalamak. ...
Cephe almak (birine)
Ona karşı düşmanca tavır takınmak; bir düşün ceye karşı olmak, direnmek. ...