1. Ne olduğunu anlamak için ona iyice bakmak, incelemek. -2. Onu okumak. ...
Arama Sonucu – "Bir tatlı su balığı"
Göze almak (bir şeyi)
Bir işi gerçekleştirmek için ortaya çıkabilecek bütün engelleri, tehlikeleri kabullenmek. ...
gözleri görmeyen kırmızı kostümlü süper kahraman
– Daredevil ...
Gözleri sulanmak
Hastalık, güneşe bakma ya da sevinçten ötürü gözlerinden yaş gelmek; gözleri yaşarmak. ...
Gözlerinden okumak (bir şeyi)
Düşünce ve niyetlerinin ne olduğu nu bakışlarından anlamak. ...
Gözlerini açmak (biri) (birinin)
– uyanmak
– kendine gelmek, ayılmak
– uyanık, dikkatli bulunmak ...
Gözlerini alamamak (bir şeyden, birinden)
Duyduğu hayranlık nedeniyle bakışlarını onun üzerinden ayıramamak. ...
Gözü alışmak (bir şeye)
iyi seşemediği bir şeyi bir süre sonra net olarak görmeye başlamak. ...
Gözü hiçbir şey görmemek
– heyecana kapılıp başka hiçbir şeyle uğraşamaz duruma gelmek
– bendini bütünüyle işine verip hiçbir başka şeyle ilgilenmez olmak
– öfkesinden ötürü sonucunun ne olacağını bilmediği ...
Gözü ilişmek (bir şeye)
Onu farkında olmadan görmek ...
Gözü ısırmak (birini)
Onu bir yerden tanıyacak gibj olmak; biri ona tanıdık gibi gelmek ...
Gözü kesmek (bir şeyi) (birini)
Bir işi kendisinin ya da adı geçen kişinin yapabileceğine inanmak ...
gözü kör olsun (bir şeyin)
– bazı zorunlu durumlarda zararı istemeyerek kabullenmeyi anlatan bir söz
– gereksinim duyulan şeyin yokluğunda söylenen bir söz ...
Gözü olmak (bir şeyde, birinde)
Onu elde etmeyi çok istemek. ...
Gözü tutmak (birini, bir şeyi)
Onu beğenmek, ona güvenmek. ...
Gözü yememek (bir şeyi)
Onu yapmaya bir türlü karar verememek; göze alamamak. ...
Gözü yılmak (bir şeyden)
Daha önce denenen ve başarısız olunan bir işi yapmaya girişmekten çekinmek. ...
Gözüm görmesin (birini, bir şeyi)
“Artık onu görmek istemiyorum.” anlamında. ...
Gözünde büyümek (bir şey)
Bir şey olduğundan daha büyük ve güç görünmek. ...
Gözünde büyütmek (bir şeyi) (birini)
Onu abartmak, olduğundan büyük ve önemli görmek. ...
Gözünde tütmek (bir şey, yer, kimse)
– Onu çok özlemek; burnunda tütmek. ...
gözüne dizine dursun
– nankörlük eden birine “Allah nankörlüğünün cezasını seni kör ve kötürüm ederek versin” anlamında söylenen bir ilenme sözü ...
Gözüne kestirmek (birini) (bir şeyi)
1. Onun bir işi başarabileceği ne inanmak. -2. Bir şeyi beğenmek, ele geçirebilmeyi tasarlamak. ...
Gözünü ayırmamak (alamamak) (bir şeyden, birinden)
Ona sürekli olarak bakmak, bakışlarını ondan, oradan ayıramamak. ...
Güçlük çıkarmak (birine)
Bir iş yapılırken engeller, zorluklar yaratmak; müşkilat çıkarmak, zorluk çıkarmak. ...