– zirve, doruk
– kerempe ...
Arama Sonucu – "Bir yer yaygısı"
DALAYER
(Tür.) Er. – Deniz adamı. ...
Dalına basmak (birinin)
Hoşlanmadığı bir davranışta bulunup onu kızdırmak. ...
Dalına binmek (birinin)
Onu tedirgin edici, kızdırıcı davranışta bulun mak. ...
Dama taşı gibi oynatmak (birini)
Bir kimsenin yerini keyfi olarak sık sık değiştirmek; onu bir yerden bir yere göndermek ya da atamak. ...
Damga vurmak (birine)
Onun hakkında kötü bir yargı vermek. ...
Damgasına vurmak (biri, bir şeye kendi)
O şeye kendisiyle ilgisi olduğunu ya da kendi yapıtı olduğunu belli edecek nitelikler vermek. ...
Damgasını taşımak (bir şey, bir şeyin)
Bir şey söz konusu şeyin özelliğini taşımak. ...
Damgasını vurmak (birine, bir şey)
O kimse işin kötü bir yargıya varmak; onu kötü bir adla adlandırmak. ...
Dar kaçmak (bir yerden, bir şeyden)
Kendisi için tehlikeli olabilecek bir yerden, bir şeyden güçlükle kurtulmak. ...
Dara getirmek (bir şeyi, birini)
Onu aceleye getirmek, onun sıkışık durumundan yararlanmak. ...
davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde
– sorumluluk birinde olmasına karşın bir başkasının sözü geçiyor ...
Dayak atmak (birine)
Onu dövmek; kötek atmak. ...
debir
katip. ...
Defterden silmek (birini)
Onun adını anmaz olmak, onunla iliçkiyi kesmek, yakınlığa son vermek ...
defterikebir
– ticaret. Büyük defter ...
Defterini dürmek (birinin)
1. Onu öldürmek ortadan kaldırmak. -2. Onu perişan edecek bir düzen kurmak. ...
Değerli bir maden
– altın ...
Değerli bir taş
– Akik, Elmas, Kuvars, Akuamarin, Beril, Kehribar, Malahit, Mercan, Obsidyen, Opal, Safir, Zümrüt, Yakut, Yeşim ...
değerli lifli bir bitki
– rami ...
Deli olmak (bir şeye)
1. Ona kendinden geşercesine bağlanmak onu çok sevmek -2. O şeyden ötürü çok sinirlenmek ...
Delik deşik etmek (bir şeyi, birini)
1. Bir şeyin her yanında delikler açmak -2. Yaralayıcı bir aletle bir canlının vücudunda birçok yara açmak. ...
delikli boncuk (veya taş) yerde kalmaz
– “az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur” anlamında kullanılan bir söz ...
Dem vurmak (bir şeyden)
Bir konudan söz etmek ...
Derdine düşmek (bir şeyin)
1. Yersiz bir hevese kapılmak. -2. Yapılması gereken bir şeyi gerçekleştirmenin yollarını aramak ...