– ötegün
– evvelsi, evvelki ...
Arama Sonucu – "Bir yer yaygısı"
Dünya bir araya gelse
“Tüm insanlar birlikte davranarak karşı olsa, engel olmaya çalışanlar çıksa bile, vız gelir.” anlamında. ...
dünya bir araya gelse
– “dünyadaki bütün insanlar engel olmaya kalksa bile” anlamında kullanılan bir söz
– “dünyadaki bütün insanlar bir araya toplansa bile” anlamında kullanılan bir söz ...
Dünya zindan olmak (birine)
Umutlarını yitirmek, iyice karamsar olmak. ...
Dünyanın kaç bucak (köşe) olduğunu göstermek (birine)
Onu yaptığına pişman etmek, ona hak ettiği cezayı vermek. ...
Dünyanın öbür (bir) ucu
çok uzak yer. ...
Dünyayı haram etmek (birine)
Ona hayatı yaşanılmaz duruma getirmek. ...
Dur kendime yer edeyim, bak sana neler edeyim
“Bana neler ne-ler yaptığını biliyorum, hele bir buraya yerleşeyim, sonra gör, sana neler yapacağım.” anlamında tehdit sözü. ...
Dürbünün tersiyle bakmak (bir şeye)
Söz konusu şeyi çok küçümsemek, olduğundan daha az değerli, önemli görmek. ...
Durduğu (durduk) yerde
1. Hiçbir emek harcamadan. -2. Gereği olmadığı halde, hiç gereği yokken; durup dururken. -3. Hatası ya da suçu olmadığı halde. ...
Düşüncesini açmak (birine)
– görüşünü bildirmek ...
Düşüp kalkmak (biriyle)
– erkek kadınla veya kadın erkekle yasa ve töre dışı yakın iliçki kurmak
– biriyle çok yakın arkadaşlık etmek ...
Düzene koymak (sokmak) (bir şeyi)
1. Yolunda gitmesini sağlamak, uygun biçimde çalışır duruma getirmek. -2. Dağınıklıktan kurtarıp derli toplu duruma getirmek. ...
eğlenceli bir tür sahne eseri
– operet ...
eğlendirici oyunlardan her biri
– numara ...
ekabir
– Büyükler, devlet büyükleri, ileri gelenler
– alay Kendini beğenmiş kimse ...
Ekmeğinden etmek (birini)
Onu işinden çıkarmak, atmak. ...
Ekmeğinden olmak (biri)
Geçimini sağlayan işinden zorunlu olarak ayrılmak. ...
Ekmeğine yağ sürmek (bir şey, birinin)
– Birinin yararına göre eylemde bulunmak, istemese de birinin işine yarayacak biçimde hareket etmek ...
Ekmeğini yemek (birinin)
– birisinin işinde çalışarak kendi geçimini sağlamak
– geçim yönünden birisinin yardımından yararlanmak ...
Ekmeğiyle oynamak (birinin)
Bir kimse kendisinin ya da başkasının işini kaybetmesine neden olmak. ...
ekşi bir meyve
– limon, greyfurt, erik, elma ...
Eksik etmemek (bir şeyi)
1. O şeyi her zaman bulundurmak. -2. Ona devam etmek, onu sürekli yapmak. ...
Eksikliğini duymak (bir şeyin, birinin)
O şeyin eksik, yarım, noksan olduğunun bilincine ermek; o kimseyi arar olmak. ...
El atmak (bir şeye)
1. Yeni bir işe başlamak. -2. Birisinin işine karış mak; müdahale etmek. -3. Birine sarkıntılık etmek. ...