– nsz. Öküz, manda, deve bağırmak
– İnsan, anlaşılmaz bir biçimde yüksek sesle bağırmak ...
Arama Sonucu – "Gür ve uzun bıyık "
böğürtlen
– Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu, it üzümü (Rubus caesus)
– Bu bitkinin önce kırmızı, olgunlaştığında kar ...
böğürtmek
-i Böğürme işini yaptırmak. ...
böğürtü
– Böğürme sırasında çıkan sesin adı ...
böğürüş
– Böğürme işi ...
böğürüvermek
– Çabucak veya ansızın böğürmek ...
buğur
– halk ağzında. Buğra ...
BULGUR
Sert ve ufak taneler durumunda yağan kar ...
Bulgurla Yapılan Bir Yemek
– Çetnevir ...
bulgurun ufak tanelisi
– düğü, düğülcük ...
CANGüR
(Tür.) Er. – Canlı, neşeli kimse. ...
çoğur
– Bir çeşit çoban düdüğü.
– Çalı dikeni.
– Kesilen mısır bitkisinin sap ve kökü. ...
çöğür
– müzik. İri gövdeli, kısa saplı bir tür halk sazı
– bitki bilimi. Maydanozgillerden bir tür dikenli yaban bitkisi.
– Tohumdan yetişmiş küçük fidan
– Ağaç dikeni, çalı.
– ...
çoğurcuk
– hayvan bilimi. Sığırcık ...
configuration
yapılandırma ...
configurator
yapılandırıcı ...
configure
yapılandırma ...
Dağ (doğura doğura bir) fare doğurmuş (doğurdu)
– “Büyük sonuç vermesi beklenen şey küçük bir verim sağladı.” anlamında.
– Kendisinden büyük şeyler beklenen bir kişinin küçük bir ürünle ortaya çıkması ...
dalga uzunluğu
– Dalga boyu, tul-i mevç, mevce tulü, mevce boyu
– Sinema/TV. Bir dalganın eşit evreli noktaları arasındaki uzunluk. (Dalga uzunluğu, dalga deviniminin hızının, yinelenimine bölünmesiyle b ...
dar ağızlı uzun kap
– şişe ...
derin üzüntü
– kahır ...
Dik dik bakmak (birine, yüzüne)
O kimseye sert, kızgın, öfkeli bir ifa deyle bakmak. ...
Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak
Daha iyi şeyler elde etmeye çalışırken elindekini de yitirmek. ...
diyarıgurbet
– eskimiş. İş, eğitim vb. sebeplerle göç edilen yabancı yer ...
doğurgan
– sıfat. Çok doğuran.
– sıfat, mecaz. Verimli
– sıfat, mecaz. Çok eser veren, velut ...