.Yumrukla feci şekilde dövmek, adamakıllı hırpalamak ...
Arama Sonucu – "Geniş ağızlı balık ağı"
Ahirette on parmağı (iki eli) yakasında olmak
Haksızlık yapan kimseden öbür dünyada davacı olmak. ...
aile ocağı
– ailenin kurduğu, yerleştiği, geliştirdiği ev ...
akarsu yatağı
– akak, yatak, mecra ...
akbalık
– hayvan bilimi. Sazangillerden, eti kılçıklı, yumurtası ile tarama yapılan bir balık (Leuciscus).
– Akya balığı.
– Bir cins tatlı su balığı.
– inci balığı ...
akbalıkçıl
– hayvan bilimi. Leyleksilerden, bataklık, ırmak ve göl kıyılarında yaşayan, oldukça büyük, ak renkli bir tür kuş (Egretta alba). ...
Aklı dağılmak
Sağlıklı düşünememek, dikkatini bir konu üzerine vere memek. ...
akrabalık
– Akraba olma durumu.
– Birbirlerine karşı birtakım toplumsal, ekonomik, kültürel iliçki ya da yükümlülükleri olan akrabaların oluşturdukları düzen. bk. akraba, babayanlı akrabalık, anayan ...
alabalık
– hayvan bilimi. Alabalıkgillerden, soğuk ve duru sularda yaşayan, eti turuncu ve lezzetli bir tatlı su balığı, ala (Trutta faris).
– Eti beyaz ve lezzetli, az kılçıklı, kırmızı ve siyah b ...
alacağı olsun
– “günün birinde ondan öcümü alırım” anlamında kullanılan bir tehdit sözü ...
alacağım temliki
– Alacaklı ile onu devralan üçüncü kişi arasında, borçlunun rızasına ihtiyaç duymaksızın yapılan ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan, şekle bağlı bir sözleşme ya da yasa ...
alamana ağı
– Kıyılardan uzak sularda avlanmak için iki alamana kayığı tarafından kullanılan, uzunluğu 200-250, genişliği 7-25 kulaç olan büyük ağ. ...
Alaşağı etmek (birini)
– yetkilerini elinden alıp birini yerinden uzaklaştırmak, atmak, kovmak
– kapıp yere vurmak
– kötülemek, değersiz göstermek ...
Alçak aşağılık
– soysuz, namert, rezil, hain ...
Alev saşağı sarmak
Olay önlenemeyecek aşamaya gelmek. ...
Allah bağışlasın
Tanrı sevdiklerini kötülüklerden korusun.’ anlamın da. ...
alt aşağı
– zir ...
altıncı ağırlık
– 74 kiloda yapılan güreşler ...
aşağı
– Bir şeyin alt bölümü, zir, yukarı karşıtı.
– Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri.
– sf. Bir yere göre daha alçak yerde bulunan
– sf. Bayağı, adi.
– sf. mec. Niteliği ...
aşağı derece
– dereke ...
Aşağı görmek (saymak) (birini, bir şeyi)
Onu beğenmemek, küçümsemek. ...
Aşağı kalır yeri yok
“Nitelikleri bakımından başkalarından ya da ben zerlerinden farkı yök.” anlamında. ...
Aşağı kalmamak (birinden)
özellikleri ya da davranışları yönünden benzerlerinden geri kalmamak; aynı nitelikte, durumda olmak. (Karş. Geri. durmamak.) ...
Aşağı kurtarmaz
1. “Daha ucuza satılamaz, şünkü zarar edilir.” -2. “Değerce daha aşağısını kendisine layık görmez.” anlamlarında. ...
Aşağı tabaka
Halkın “avam” denilen, nitelikleri beğenilmeyen, kültür-süz-eğitimsiz sayılan kesimi. ...