(Yaşlılar işin) ölümü yatan olmak. ...
Arama Sonucu – "Gurbetteki kisinin ozledigi yer"
yere batasıca (veya batsın)
– “yok olsun, ölsün” anlamında kullanılan bir ilenme sözü ...
yere doğrulum
– bit. b. Yere yönelim ...
Yere göğe koy(a)mamak (birini)
Onu nasıl memnun edeceğini bile memek; ona çok önem vermek. ...
Yere sermek (birini)
1. Onu yenmek. -2. Onu vurup öldürmek. ...
yere yönelim
– bitki bilimi. Bitkilerde kök ve sapların, yer çekimi etkisi ile belli bir doğrultu almaları özelliği, yere doğrulum, jeotropizma ...
YEREL
(Tür.) – Belirli bir yer ile ilgili olan, örf. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. ...
yerel ağ
– Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, sınırlaması ve yöneticisi olan sadece kurum veya iş yeri içinde kullanılan bilgi iletişim ağı, iç ağ. ...
yerel alan ağı
– bilişim. Ev, işyeri gibi küçük fiziksel alan; ya da okul, havaalanı gibi bir yapılar kümesini kapsayan bilgisayar ağı. ...
yerel korozyon
– Anot ve katot bölgeleri birbirinden tam olarak ayrılmış haldeki paslanma ...
yerel saat
– coğ. Güneş’in 0 meridyen noktasından geçmekte olduğu anda ayarlanan saat.
– Osm. mahalli saat ...
yerel televizyon
– Belirli bir bölgeye yayın yapan televizyon ...
yerel yönetim
– hukuk. İl, belediye veya köy halkının oradaki ortak yerel gereksinimlerini karşılayan ve genel karar organları oradaki halk tarafından seçilen kamu tüzel kişisi, mahalli idare ...
yerelleşmek
– Yerel bir özellik kazanmak, yöreselleşmek, mahallîleşmek ...
yerey
– coğrafya. Arazi
– jeoloji. Yer kabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası ...
yergi
– edebiyat. Bir kimseyi, bir toplumu, bir düşünceyi, bir nesneyi, bir göreneği yermek için yazılmış yazı veya söylenmiş söz, hicviye, hiciv, satir, hica
– Bir kişiyi, toplumu, bir nesneyi, ...
yergin
– Çiftçilikte, tohum atılması sakıncalı görülen birkaç gün.
– Yerinen.
– Aşeren (gebe kadın).
– Acınan, yakınan.
– Hüzünlü, tasalı, kaygılı. ...
YERHUM
(Ar.) Er. – Erkek kartal. ...
Yeri gelmek
Sırası gelmek, zamanı uygun olmak. ...
Yeri göğü birbirine katmak
Büyük bir heyecan, korku, telaş yarat mak. ...
Yeri olmak
1. Uygun olmak -2. Sırası, zamanruygun olmak. ...
Yeri öpmek
(Alay yollu) Yere düşmek. ...
yeri soğumadan
– ayrılan bir kimsenin ardından çok zaman geçmeden ...
Yeri yurdu belirsiz
– Nerede yatıp kalktığı, nerede dolaştığı belli olma yan, serseri (kimse). ...
yerilmek
– Yerme işine konu olmak, kötülenmek.
– Küçümsenmek, gözden düşmek ...