Birinin gelmesini büyük bir merak ve istekle beklemek. ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
Gözüm görmesin (birini, bir şeyi)
“Artık onu görmek istemiyorum.” anlamında. ...
Gözünde büyümek (bir şey)
Bir şey olduğundan daha büyük ve güç görünmek. ...
Gözünde büyütmek (bir şeyi) (birini)
Onu abartmak, olduğundan büyük ve önemli görmek. ...
Gözünde tütmek (bir şey, yer, kimse)
– Onu çok özlemek; burnunda tütmek. ...
Gözüne kestirmek (birini) (bir şeyi)
1. Onun bir işi başarabileceği ne inanmak. -2. Bir şeyi beğenmek, ele geçirebilmeyi tasarlamak. ...
Gözünü ayırmamak (alamamak) (bir şeyden, birinden)
Ona sürekli olarak bakmak, bakışlarını ondan, oradan ayıramamak. ...
Gözünü daldan budaktan esirgememek (sakınmamak)
Olur olmaz işlere girişmekten kaşınmamak, tehlikeleri önemsememek. ...
Gözünü kırpmadan
çekinmeden, korkusuzca. ...
gradation
dereceleme ...
graphics data file
çizim veri kütüğü ...
GRAViDA
Bir kadının fiilen yaşadığı hamilelik sayısı ...
güç iktidar
– erk, kudret ...
güçlü hükümdar
– Demirhan, kayıhan, otokrat ...
Güçlük çıkarmak (birine)
Bir iş yapılırken engeller, zorluklar yaratmak; müşkilat çıkarmak, zorluk çıkarmak. ...
güdahte
erimiş. ...
guidance
yol gösterme ...
gülabdan
gülüptan. ...
güldan
vazo. ...
gülendam
gül boylu. ...
Güler yüz (göstermek) (birine)
Ona yumuşak, sevecen bir tavır(takınmak). ...
gümrük birliği
– ekon. Belli ülkeler arasında gümrük vergilerini kaldıran, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulamalarını öngören ekonomik bütünleşme.
– İki ya da daha çok gümrük ülkesinin ye ...
Gün almak (birinden) (bir yıldan)
1. Randevu almak, bir kimse ya da kuruluştan belli bir iş işin uygun bir istemde bulunmak. -2. Bir yaşı birkaç gün geçmek. ...
Günah (birinden) gitmek
Söz dinlemeyen bir kimseye son olarak uyanda bulunup rahatlamak, sorumluluğu o kişiye bırakmak. ...
Günaha sokmak (birini)
Bir kimseye din yönünden suç sayılacak bir iş yaptırmak. ...