Dalgın bir durumda derin derin düşünmek. ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
Düşüp kalkmak (biriyle)
– erkek kadınla veya kadın erkekle yasa ve töre dışı yakın iliçki kurmak
– biriyle çok yakın arkadaşlık etmek ...
Duvar Şamdanı
– aplik ...
duygudaşlık
– Aynı duyguları paylaşma, empati
– ruh bilimi. Kendini duygu ve düşüncede bir başkasının yerine koyabilme, empati ...
Düzene koymak (sokmak) (bir şeyi)
1. Yolunda gitmesini sağlamak, uygun biçimde çalışır duruma getirmek. -2. Dağınıklıktan kurtarıp derli toplu duruma getirmek. ...
düzensiz, dağınık
– savruk, karışık, intizamsız, kemrik ...
dynamic data exchange
dinamik veri değiş tokuşu ...
ebdal
derviş, abdal. ...
ebdan
bedenler. ...
EBU DAVUD
(Ar.) Er. – Süleyman b. el-Eşas es-Sicistani. Kütüb-i Sitteden birisi olan Sünen-i Ebu Davudun müellifi. Büyük hadis bilgini. 500.000 hadis arasından seçtiği 4800 hadisten oluşan Süneni, ahlak, ...
ecdad
atalar, cedler. ...
ecdad-ı izam
– Nam ve şerefi yüce atalar, ulu atalar
– Büyük ecdat; geçmiş büyüklerimiz. ...
ecdat
– Geçmişteki büyükler, atalar ...
eda
1 .ödeme. 2.yapma, yerine getirme. 3.tarz, tavır. 4.çalım. ...
EDA
(Ar.) Ka. – 1. Naz, cilve. 2. Kurum, caka. 3. Alınan şeyi geri ödeme. 4. Bir vazifeyi yerine getirmek. ...
edafoloji
toprağın hayat üzerindeki etkilerini inceleyen toprak bilimi dalı ...
EDAGüL
(Tür.) Ka. – (bkz. Eda). ...
EDALI
Nazlı, işveli ...
edam
– Bir tür peynir
– Üzeri kırmızı parafinle kaplanan bir tür peynir ...
EDANi
Aşağılık kimseler, alçaklar anlamında eski sözcük ...
EDAR-EDAM
üzeri kırmızı, parafinle kaplı bir tür peynir ...
edat
– db. Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç
– Kendi bağına tam bir anlamı olmayıp ancak özerkli kelimelerin ara ...
edatlı tümleç
– db. Edat tümleci.
– bk. edat grubu. ...
EDAVAT
bk – edevat ...
efdal
– çok erdemli, çok faziletli.
– En iyi, üstün.
– Yeğ tutulan, tercih edilen.
– Ucuz.
– Kolay. ...