– Feda etme, gözden çıkarma, verme ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
Eli (elleri) boş gelmek (gitmek) (bir yere)
O yere armağansız gelmek (gitmek). ...
Eli ağzında kalmak
çok şaşırmak, şaşırıp kalmak. ...
Eli alışmak (bir şeye)
1. Bir işte ustalık kazanmak. -2. Herhangi bir davranışı alışkanlık haline getirmek. ...
Eli altında otmak
Aradığı, istediği zaman bulabileceği yerde olmak. ...
Eli böğründe (koynunda) kalmak
Başarısızlığa uğramak, bir iş yapa maz duruma düşmek; umutsuz, çaresiz duruma düşmek. ...
Eli boş dönmek (bir yerden)
istediğini elde edemeden dönmek. ...
eli dar (darda) olmak
– para sıkıntısı içinde olmak ...
Eli değmek (değmemek) ermek (ermemek) (bir şeye)
Söz konusu işi yapacak vakit ve fırsatı bulmak (bulamamak). ...
Eli ermek (ermemek) (bir şeye, bir şeyi yapmaya)
Onu yapmaya vakti olmak (olmamak). ...
Eli gitmek (bir şeye)
Onu tutmak, yakalamak istemek. ...
Eli kulağında
Olması ya da gerçekleşmesi çok yakın. ...
Eli olmak (bir şeyde)
1. Bir işe herhangi bir biçimde katkıda bulunmak. -2. Bir işle gizli bir iliçkisi olmak. ...
Eli şakağında
Düşünceli, tasalı, kaygılı. ...
Eli varmamak (gitmemek) (bir şeye)
– bir işi yapmaya gönlü razı olmamak ...
Eli yatkın (bir işe)
O işe alışkın, becerikli (kimse). ...
Eli yatmak (bir işe)
Bir işi yapabilecek el becerisi edinmiş olmak. ...
Elinde olmak (bir şey)
– bakımı, gözetimi altında olmak
– egemenliği altında, yetkisinde olmak. ...
Elinden almak (bir şeyi, birisi)
Birini sahip olduğu bir şeyden, bir kimseden yoksun kılmak. ...
Elinden bir iş gelmemek
Hiçbir iş yapamamak. ...
Elinden bir kaza (sakatlık) çıkmak
istemeyerek birisini yaralamak ya da öldürmek. ...
Elinden bir şey gelmemek
Olanaksızlık, çaresizlik ya da beceriksizlik yüzünden yardıma olamamak. ...
Elinden düşürmemek (bir şeyi)
Sürekli onunla ilgilenmek. ...
Elinden hiçbir şey kurtulmamak
Her şeyi becerebilecek yetenekte olmak. ...
Elinden tutmak (birinin)
1. Ona yardım etmek. -2. ilerlemesine yardıma olmak, kayırmak. ...