– Uydurup söylemek, yeterince düşünmeden cevap vermek.
– bir konu üzerinde inceleme yapmadan rastgele konuşmak, uydurmak, yalan söylemek ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
Kafadan şatlak (kontak, sakat)
Akılsızca işler yapan, deli. ...
Kafası almamak (bir şeyi)
1. Onu anlayamayacak durumda olmak. -2. Onun olabileceğine inanmamak, -3. Onu anlayamamak, kavrayamamak; havsalası almamak. ...
Kafası bozulmak (bir şeye, birine)
Ona kızmak, öfkelenmek, sinir lenmek. ...
Kafasına dank etmek (demek)
– bir olay sebebiyle birden ayılmak, doğruyu anlamak ...
Kafasına koymak (bir şeyi)
– kararını önceden vermiş olmak, önceden şartlanmak, bir şey yapmaya kesin karar vererek zamanını beklemek ...
Kafasından çıkarmak (bir şeyi, birini)
Onu unutmak, ondan vazgeçmek; aklından çıkarmak. ...
Kafasını kaldırmamak (bir şeyden)
Hep o şeyle meşgul olmak; ba şını kaldırmamak. ...
Kafayı takmak (bir şeye)
Hep onu düşünmek, onunla uğraşmak (Kars. Aklı takılmak.) ...
Kafese koymak (birini)
1. Onu aldatıp çıkar sağlamak. -2. Onu hapse sokmak. ...
kafiyeperdaz
şair. ...
Kağıda dökmek (bir şeyi)
Onu yazmak, yazıya geçirmek. ...
Kahkahadan kırılmak
çok gülmek. ...
Kalayı basmak (birine)
Ona küfür etmek, sövmek. ...
Kalbini (birine) açmak
– yüreğini açmak
– Duygu ve düşüncelerini ona söylemek. ...
Kalıbını basmak (bir şeye)
Onun doğruluğuna, öyle olduğuna tanık lık etmek. ...
Kamış atmak (bir şeye), (birine)
1. Olumlu yönde gelişen bir işi bozmak. -2. Onu kandırmak, aldatmak. ...
Kan kusturmak (birine)
Ona çok eziyet şektirmek. ...
Kan tutmak (birini)
1. Kanı görünce bayılmak. -2. (Adam öldüren işin) Donup kaldığı için kaçamamak, çok geçirmek. ...
Kanadı altına almak (birini)
Onu korumak, himaye etmek ...
kanal tedavisi
– enfeksiyonu tedavi etmek ve dişi kurtarmak için uygulanan bir prosedür ...
Kanat germek (birine)
– koruması altına almak, himaye etmek ...
Kancayı takmak (atmak) (birine)
Ona musallat olmak, onun kötülüğüne çalışmak. ...
kanı boyundan aşağı iletir
– şah damarı ...
kanı boyundan başa iletir
– Şah damarı ...