Bir kimseyi şiddetli, fa kat ümitsiz bir biçimde sevmek, ona büyük bir sevgiyle bağlanmak. ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
Karayanık da denilen bir hastalık
– Şarbon ...
Karda gezip izini belli etmemek
Bir işi hiç kimsenin sezip anlayamayacağı bir ustalıkla yapmak. ...
kardaki buz tabakası
– köreşe
– kırç ...
kardan
işbilir. ...
kardan
işbilir. ...
Karga tulumba etmek (birini)
– birkaç kişi, birini kollarından bacaklarından tutup kaldırmak ...
Karine ile anlamak (çıkarmak) (bir şeyi)
Onu sözün gelişinden anlamak. ...
Karılık etmek (birine) (biri)
1. Evli bir kadın kocasına karşı görevlerini yapmak. -2. Erkek dönekçe davranmak, hile yapmak. ...
Karın ile Göğüs Boşluğu Arasındaki Kas
– Diyafram ...
karından bacaklı yumuşakça cinsi
– Ena, Rapana, Pupina ...
Karış karış (bilmek, dolaşmak) (bir yeri)
O yerin her yanını, ince den inceye (bilmek, dolaşmak). ...
Karnı burnunda
Doğum yapacak durumdaki gebe (kadın). ...
karnından konuşan
– sf. Başkası söylüyormuş gibi konuşma becerisi olan (kimse), vantrilok ...
Karnından konuşmak (uydurmak)
çok hafif sesle söylemek. ...
Karşı çıkmak (bir şeye) (birine)
1. Ona itiraz etmek, cephe almak. -2. Onu karşılamaya gitmek. ...
Karşı durmak (bir şeye, birine)
Ona direnmek, boyun eğmemek. Karşı gelmek (birine) ...
Karşı olmak (bir şeye)
Ona katılmamak; onun öyle yapılmasına uy gun görmemek. Karşısına almak (birini) ...
Karşılık vermek (birine, bir şeye)
1. Ona karşı gelmek, baş kaldırmak. -2. Ona yanıt vermek, cevap vermek. ...
Karşısındakini konuşturmayan geveze
– çaçaron ...
kaşara benzer bir tür peynir
– Kaşkaval ...
Kasıp kavurmak (bir şeyi, ortalığı)
1. Bir doğal afet gibi çevreye büyük zarar vermek. -2. Bir zorba, katı ve acımasız tutumuyla çevresindekiler de korku, dehşet uyandırmak. ...
Kasvet basmak (çökmek) (birini)
Bunalmak, sıkılmak (Kars. işi da ralmak.) ...
Kasvet vermek (bir şey birine)
– sıkıntı vermek ...
kaval kemiğinin yanındaki ince kemik
– Fibula ...