(Fars.) Er. – Mertler, insanlar, erkekler, yiğitler. ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
merdane
– sıfat. Erkeğe yakışan
– zarf. Mertçe
– Türlü işlerde kullanılan, silindir biçiminde araç
– Kalın oklava ...
Merdiven dayamak (bir yaşa)
Belli bir yaşa basmak ya da yaklaş mak. ...
merkezi idare
– Merkezi yönetim ...
Meşgul olmak (bir şeyle, biriyle)
1. Vaktini o işe (şeye) vermek. -2, Onunla uğraşmak. -3. Onunla oyalanmak. ...
mesleki eğitim almadan uzman olan kişi
– Alaylı ...
meşru müdafaa
– Uğranılan bir saldırı karşısında kişinin kendisini koruması
– kendini savunma, özsavunma
– Bk. yasal savunma ...
mesudane
– zarf. mesutça, bahtiyarlıkla. ...
Mesul tutmak (birine)
bk Sorumlu tutmak. ...
Metan Gazı
– Çürümekte olan karbonlu maddelerden ve maden çalışmaları sırasında açığa çıkan, ölümcül patlamalara sebep olan, havada sarı renkte alevle yanan, renksiz ve kokusuz bir gaz, bataklık gazı. Renk ...
Metelik vermemek (Bir şeye)
Ona değer, önem vermemek, aldırış etmemek. ‘ ...
methaldar
– sıfat. Bir işe karışmış olan, bir işte parmağı olan ...
metin olma, dayanma
– metanet, dayanma, dayanıklılık, sağlamlık ...
Metrenin milyonda biri
– mikron ...
mevcudat
– Var olan şeyler, varlıklar
– Yaratıklar ...
meyanında
arasında. ...
meydan
– Alan
– Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri
– Bulunulan yer ve çevresi, ortalık
– Fırsat, imkân veya vakit.
– Mevlevi tekkelerinde ayin yapılan yer. ...
Meydan (birine) kalmak
Ona engel olacak hiçbir şey kimse bulunmamak, onun rahatça hareket edebileceği bir ortam oluşmak. ...
Meydan bırakmamak
bk. Meydan vermemek. ...
Meydan bulamamak
Fırsat bulamamak. ...
Meydan dayağı
– Ceza olarak açıkta ve kalabalık içinde suçlulara atılan dayak
– Bir kimseyi herkesin gözü önünde dövme. ...
meydan dayağı atmak
– kalabalık içinde iyice dövmek ...
Meydan kalmamak
Bir şeyin yapılmasına fırsat olmamak ...
meydan korkusu
– tıp. Alan korkusu ...
meydan muharebesi
– askerlik. Meydan savaşı ...