Kendisinin daha üstün olduğunu ileri sürerek baş kalarını karşılaşmaya şağırmak ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
meydan sazı
– müzik. On iki teli olan, sesinin yüksekliği sebebiyle açık yerlerde çalınmaya uygun, halk ozanlarının kullandığı en büyük saz, divan sazı.
– İri gövdeli, kısa saplı, on iki telli, yüksek ...
Meydan vermemek (bırakmamak) (bir şeye)
Kötü bir durumun yaratılmasına fırsat vermemek ...
Meydana atmak
bk. Ortaya almak. ...
Meydana çıkmak
1. Bir durumun herkesçe bilinir duruma gelmek. -2. Bir kimse gizlenmekten vazgeçip herkesin arasına çıkmak. -3. Bir ” kimse bir iş için kendini göstermek. -4. Yetişmek, büyümek. (Kars. Ortaya çıkmak ...
Meydana dökmek
bk. Ortaya dökmek. ...
Meydana gelmek
Olmak, oluşmak, yapılıp bitirilmek. ...
Meydana getirmek
Oluşturmak,, yapıp bitirmek. ...
Meydana koymak
bk. Ortaya koymak. ...
Meydana vurmak (bir şeyi)
Onu belli etmek, ortaya çıkarmak ...
meydancı
– Avlu, bahçe vb. yerleri süpürüp temizleyen hizmetli
– Hapishane koğuşlarında ayak işlerini gören kimse
– Mevlevi tekkelerinde konukları karşılayan, meydanı açan, Mevlevi raksını dü ...
meydancık
– Küçük meydan ...
Meydanda kalmak
bk Ortada kalmak. ...
Meydandan kaldırmak (bir şeyi)
Onu saklamak, gizlemek, yok et mek; ortadan kaldırmak. ...
Meydandan kalkmak
bk Ortadan kalkmak. ...
meydani
– eskimiş. Beyaz veya renkli, yol yol ipek çözgülü dokunmuş kumaş.
– ipekten yapılan bir kadın kumaşı ...
Meydanı (bir şeye, bir kimseye) bırakmak
1. Savunduğu şeyden vazgeçmek -2. Yarışmadan çekilmek ...
Meydanı boş bulmak
çekinecek’bir kimse ya da engel olmadığı için istediği şeyleri yapmak ...
meydanlık
– Açıklık ...
meyvedar
– sıfat. Meyveli, meyvesi olan, meyve veren ...
mezgitgillerden bir balık
– gelincik
– marina ...
mezgitgillerden bir balık
– gelincik
– morina ...
Midesi bulanmak (bir şeyden)
1. Kusacak duruma gelmek. -2. iğ renmek, tiksinmek. -3- içkillenmek, kuşkulanmak ...
Mideye indirmek (bir yiyeceği)
Onu büyük bir iştahla yemek; göv deye indirmek. ...
mihmandar
– Konukçu ...