– Boyun eğmeye alışmış, boyun eğmeye alışmak, boyun eğmeye alışılmış ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
muabbir
rüya yorumcusu. ...
MUADDAL
(Ar.) Er. – (bkz. Hz. Peygamberin isimlerinden). ...
Muaf tutmak (birini, bir şeyden)
Ona bir ödev ya da yükümlülük ko nusunda ayrıcalık tanımak ...
muaşeret adabı
– Görgü kuralları, adabımuaşeret ...
mübadat
– Düşmanca davranış, saldırganlık
– Meydana çıkarma ...
mübteda
– Sonradan vücuda getirilmiş, yaratılmış olan
– bk. müpteda ...
mücbir
– Ar. mucbir
– sf. esk. Zorlayan, zorlayıcı, icbar edici. ...
mücbir sebep
– hukuk. Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar ...
müdafaa
– Düşman hücumuna karşı koyma, savunma, direnme
– Koruma, korunma
– Kendini, bir başkasını, bir fikri söz veya yazı ile savunma
– spor. Daha çok futbolda gol yememek için yapıl ...
müdafaa etmek
– savunmak, korumak ...
müdafaaname
– Ar. mudafaa + Far. name
– huk. esk. Savunmanın yazılı olduğu belge ...
müdafi
– Savunucu.
– huk. Bir davada, davacı veya davalının haklarını savunan kimse.
– Müdafaa eden, savunan kimse
– hukuk. Mahkemeye intikal eden bir davada davalı veya davacının hak ...
müdahale
– Karışma, araya girme, taşkınlık, elatma
– huk. Bir dava sonucu verilecek olan kararın, dolaylı olarak etkileyeceği üçüncü kişilerin davaya katılmaları. ...
müdahale etmek
– karışmak, araya girmek, el atmak ...
müdahene
yağcılık, yardakçılık. ...
müdahil
– sf. esk. Karışan, müdahale eden.
– huk. Davaya müdahale eden, katılan
– hukuk. İki kimse veya taraf arasındaki davaya katılan, müdahele eden üçüncü şahıs veya taraf ...
müdahin
– sıf. Müdahene eden, dalkavukluk yapan (kimse), dalkavuk ...
müdam
– Devamlı, sürekli
– zf. Devamlı olarak, ara vermeden, her zaman, daima ...
müdami
– Devamlı olarak şarap içen. ...
müdana
– Minnet etme, boyun eğme
– Yaranmaya, iyi görünmeye çalışma. ...
müdana etmek
– kendini borçlu hissedecek duruma düşürmemek, kendi ayakları üstünde durmak, kimseye açıklama yapma gereği hissetmemek
– yaranmaya, iyi görünmeye çalışmamak. ...
müdara
– Yüze gülme, yüze gülücülük, dost gibi görünme ...
müdara etmek
– dost gibi görünmek, yüze gülmek ...
mudarebe
– tic. Bir yandan sermaye, öte yandan emek konularak kurulan şirket ...