– Alıp verme, değiştirme, elden ele gezdirme
– Bir mesele üzerinde karşılıklı konuşma, istişare etme, müzâkerede bulunma ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
müdavi
– sf. Hastaya bakan (kimse). ...
müdavim
– sf. Bir yere sürekli olarak giden (kimse), gedikli
– Bir iş, sürekli yapan (kimse), gedikli: ...
müdavim olmak
– bir yere sürekli gitmek. ...
müdavimlik
– Müdavim olma durumu ...
müdbir
– Sıfat. Talihi kendisine yüz çeviren, talihsiz, bahtsız, bedbaht (kimse) ...
müdebbir
– Ar. mudebbir
– sf. esk. İşin arkasını ve sonunu düşünüp çare arayan, önlem alan ...
MUFADDAL
(Ar.) Er. – Faziletli, fazileti çok adam. ...
müfredat
– Bir bütünü oluşturan bireyler, ayrıntılar.
– eğt. Öğretim programı ...
müfredat programı
– eğt. Öğretim programı ...
muhabir
– Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan kimse
– Herhangi bir kuruluşun çalışmasıyla ilgili olarak merkezle başka bir ülke arasında bağlantıyı sağlayan görevli ...
muhabirlik
– Muhabir olma durumu
– Muhabirin görevi. ...
muhbir
– Haber ulaştırıcı, haber veren kimse, haber veren, haberci.
– Yasa dışı olan bir durumu yetkili makamlara bildiren kimse, ihbarcı
– Casus, jurnalci ...
muhbirlik
– Muhbir olma durumu veya muhbirin yaptığı iş. ...
mühürdar
– tar. Devlet büyüklerinin mühürlerini taşımak ve gereken kâğıtları mühürlemekle yükümlü görevli
– Bir daire veya bakanlığın resmi mührünü kullanma yetkisi olan kimse. ...
MüJDAT
(Fars.) Er. – Müjdeler, sevinçli haberler. ...
Mukayyet olmak (bir şeye) (birine)
– Onu gözetmek, korumak ...
mukteda
uyulan. ...
mülki idare
– İl ve ilçe yönetimi. ...
mülki idare amiri
– İl ve ilçelerde devleti temsil eden en yüksek makamlı görevli. ...
mülkiye idadisi
– İdarecilik öğrenimi yapılan okul, lise ...
multi-color graphics adapter
çok renkli grafik bağdaştırıcı ...
Muma döndürmek (çevirmek),(mum etmek) (birini)
– Bir şeyi kırmızı mumla mühürlemek
– mec. önemli bir şeyi unutmayıp akılda tutmak.
– Onu, her söylenileni yapar duruma getirmek, uslandırmak. ...
Mumla aramak (birini)
– çok isteyerek ve özlemle aramak ...
mumla aratmak (bir şey başka bir şeyi)
– daha kötü olan yeni bir şey, bir durum, bir kimse, pek iyi olmayan eskisini aratmak ...