– arar ...
Arama Sonucu – "Havada da bulunan bir gaz"
Dağ taş
Her yan, her taraf. ...
Dağa çıkmak
Hükümete başkaldırıp dağda, kırsal yörelerde eşkıyalık yapmak. ...
Dağa kaldırmak (birini)
istediğini elde etmek için birini dağa kaçırmak. ...
DAğA,uflaa
Bir tür bıçak ...
DAGAL
– Ahmak, saf, bön, şaşkın, sersem.
– Sağır, dilsiz.
– şiddetli rüzgar, fırtına. ...
dağal
şiddetli rüzgar, fırtına ...
dağalbaz
hileci. ...
dağar
– Ağzı yayvan, dibi dar toprak kap
– Dağarcık
– Çukur
– Topraktan yapılmış, ağzı geniş, dibi dar, içine su, pekmez, ayran, süt, yoğurt, turşu ve küllü su konulan bir çeşit küp ...
DAğARCIK
Deriden yapılan içine ekmek türü yiyecek konan torba ...
dağarcığı yüklü
– sıfat, mecaz. Bilgisi çok olan, bilgili ...
dağarcık
– Meşin torba.
– müz. Bir müzik topluluğunun veya sanatçının hazırlamış olduğu parçalar, repertuvar.
– ruh b. Bellek
– Saksı.
– bk. dağar
– İnsandan yumak şeklinde ...
DAGAS
çok yemekten dolayı midenin dolması ...
DAğAşAN
(Tür.) Er. – Dağaşan. ...
dağbaşı
– mecaz. Yasaların veya toplum kurallarının uygulanamadığı yer. ...
Dağcı
– Dağa tırmanma sporu yapan kimse, alpinist ...
dağcıl
– sıfat, bitki bilimi. Dağ şartlarına ve iklimine göre yetiştirilen (bitki). ...
dağcılık
– Dağa tırmanma sporu, alpinizm ...
dağdağa
– Gürültü, patırtı, telaş, karmakarışık durum, sıkıntı
– Geçimsizlik ...
dağdağalı
– sıfat. Gürültülü patırtılı ...
Dağdan gelip bağdakini kovmak
– Sonradan geldiği halde oraya kendinden önce gelip yerleşmiş olanların hakkını çiğnemek, onları beğenmez olmak.
– sonradan geldiği bir yerde, kendinden önce gelen kişinin yerini almaya ça ...
dağdan inme
– Dağ adamı ...
DAğDELEN
(Tür.) Er. – (bkz. Dağaşan). ...
DAğHAN
(Tür.). – Eski Türklerde dağ tanrısı. – isim olarak kullanılmaz. ...
DAği
Dağlık bölgelerde söylenen türkülerin makamı ...