gönül tutan, sevgili. ...
Arama Sonucu – "Kayıtsız şartsız eski dil"
DiLDAR
(Fars.) Ka. 1. Birinin gönlünü almış, sevgili. 2. Abdülbaki Dedenin terkib ettiği 7 makamdan biri. ...
dilde tutukluk
– rekaket
– kekelik
– kekemelik
– lüknet ...
Dilden dile dolaşmak
Bir haber, herkesin ağzında söylenir olmak, herkesçe konuşulmak ...
DiLDEREN
(Fars.) Ka. – Sevgi toplayan, gönül alan, beğenilen. ...
dildüzd
gönül hırsızı. ...
Dile (dillere) düşmek
Yaptıkları hakkında dedikodu çıkmak; dile gelmek. ...
Dile gelmek
1. bk. Dile düşmek -2. Konuşma yeteneği yokken ya da herhangi bir nedenle bu yeteneğini kaybetmişken konuşmaya başlamak. ...
Dile getirmek (bir şeyi, birini)
1. Onu aşıklamak, anlatmak. -2. Onu konuşturmak. ...
Dile kolay
– sf. Anlatılması kolay ancak yapılması veya katlanılması çok güç
– “Anlatması kolay gibi görünür ama öyle zor, öyle güç ki!” anlamında. ...
dilefgar
gönlü yaralı, aşık. ...
dilefruz
gönül aydınlatan, sevgili. ...
DiLEK
– Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni, rica, murat
– şefaat
– Dilenen, istenen şey. ...
dilekçe
– Bir dileği bildirmek için resmi makamlara sunulan, imzalı ve adresli, pullu veya pulsuz yazı, istida, arzuhal
– Arzu
– Bir hakkın elde edilmesi, bir haksızlığın ortadan kaldırılmas ...
DiLEM
(Fars.) Ka. – Gönül ilacı. ...
dilemek
-i Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek
– Biri için bir dilekte bulunmak
-i, mecaz. Kendi düşünce, görüş ve isteğini yapmak. ...
Dilemma
– mantık. İkilem ...
dilenci
– Geçimini dilenerek sağlayan kimse
– mecaz. Israrlı bir biçimde ve arsızca bir şeyi isteyen kimse ...
Dilenme
– dilenmek işi, goygoy ...
dilenmek
– Sadaka istemek
-den, mecaz Kendisini acındırarak bir kimseden bir şey istemek ...
DiLERCAN
(Fars.) Er. – Dilekte, istekte bulunan. ...
diletmek
– -i Dilenme işini yaptırmak ...
dilev
– dava ...
Dileyiş, dilek
– arzu, istek, rica ...
DiLFERAH
(Fars.) Ka. – Gönlü ferah, sevinçli. ...