” Korkur sinir, vb. yüzünden heyecanlanmak. Eli ayağı tutmak ...
Arama Sonucu – "Kuvars li dirotli bez"
Eli ayağı(na) dolaşmak
Telaştan, heyecandan ne yapacağını şaşırmak, saşma sapan işler yapmak. ...
Eli böğründe (koynunda) kalmak
Başarısızlığa uğramak, bir iş yapa maz duruma düşmek; umutsuz, çaresiz duruma düşmek. ...
Eli bol
1. iş yapabilecek parası olan (kimse). -2. iş işin gerekli araçları esirgemeyen (kimse). ...
Eli bollaşmak
Para yönünden rahatlamak. ...
Eli boş
O sırada yaptığı bir işi olmayan (kimse). ...
Eli boş dönmek (bir yerden)
istediğini elde edemeden dönmek. ...
Eli cebine varmamak (gitmemek)
* Para harcama konusunda cimri davranmak, para harcamaya yanaşmamak. (Kars. Cebinde .akrep olmak.) ...
eli dar (darda) olmak
– para sıkıntısı içinde olmak ...
Eli değmek (değmemek) ermek (ermemek) (bir şeye)
Söz konusu işi yapacak vakit ve fırsatı bulmak (bulamamak). ...
Eli ekmek tutmak
Geçimini sağlayacak duruma gelmek. (Kars. Ekmeğini eline almak.) ...
Eli ermek (ermemek) (bir şeye, bir şeyi yapmaya)
Onu yapmaya vakti olmak (olmamak). ...
Eli geniş
Para sıkıntısı çekmeyen; cömert (kimse). ...
Eli genişlemek
Eli bol para geçmek, harcama olanağı olmak. ...
Eli gitmek (bir şeye)
Onu tutmak, yakalamak istemek. ...
Eli hafif
Acıtmadan iş gören (dişşi, iğneci). ...
Eli işe yatmak
Bir işi yapabilecek el becerisi olmak. ...
Eli işte (aşta), gözü oynaşta
iş yapar görünen, fakat aklı başka şeylerde olan, (kimse). ...
Eli kalem tutmak
1. Yazı yazmayı bilmek. -2. Bir konu hakkında başarılı bir biçimde yazı yazma yeteneğine sahip olmak. ...
Eli kırılmak
Eli bir işe yatkın duruma gelmek. ...
Eli kolu bağlı olmak (durmak, kalmak)
üzerine düşen ya da üzerine aldığı bir görevi çeşitli nedenlerle yapamayacak durumda olmak. ...
Eli kulağında
Olması ya da gerçekleşmesi çok yakın. ...
Eli kurusun
“Elin tutmaz, bir iş görmez olsun.” anlamında ilenş. ...
Eli mahkum
“Bu işi yapmak zorunda.” anlamında. ...
Eli maşalı
şirret, edepsiz, kavgacı (kadın). ...