– kötü duruma düşürmek, geride bırakmak, birini yıldırmak
– birini üstünlüğünü göstererek korkutmak, sindirmek. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
Duman etmek (birini, bir şeyi)
– argo dağıtmak, bozmak, yok etmek
– yenmek, başarı sağlamak ...
Duman olmak
– işi, durumu berbat olmak
– bir kimse veya bir şey ortadan kaybolmak ...
Dumanı üstünde
çok yeni, çok taze olan. ...
Dümdüz olmak
Ezilmek, yıkılmak, kırılıp dökülmek, yerie bir olmak. ...
Dümen kırmak
– Yön değiştirmek ...
dümen kullanmak
– argo bir işi kurnazca yönetmek ...
Dümen yapmak
– dalavere, hile ile birini kandırmak, aldatmaya çalışmak ...
dümeni kırmak
– argo çekip gitmek, kaçmak, uzaklaşmak ...
Dümenine bakmak
çıkarından başka işle uğraşmamak, yasadışı yollarla da olsa çıkarına çalışmak. ...
Dumura uğramak
Körelmek, canlılığını yitirmek, işlevini yapamaz olmak. ...
dün namazı
– Geceleri kılınan nafile namaz, teheccüt namazı ...
Dünya (gözüne, ona) zindan olmak (kesilmek)
Umutlarını yitirmek, karamsarlığa düşmek. ...
Dünya başına yıkılmak
– Dayanamayacağı kadar büyük bir yıkıma uğrayıp tüm umutlarını yitirmek, dirliği ve düzeni karmakarışık olmak.
– Çok sıkılmak, umutlarınıyitirmek ...
Dünya zindan olmak (birine)
Umutlarını yitirmek, iyice karamsar olmak. ...
Dünyada olmaz (gelmez vb)
Kesinlikle olmayacak yapılmayacak bir şey işin söylenir; hayatta olmaz. ...
Dünyadan haberi olmamak
çevresinde neler olup bittiğinin farkında olmamak. ...
Dünyalar onun olmak
çok sevinmek. ...
Dünyalığı(m) doğrultmak
Yaşadığı sürece yetecek kadar para kazan mak ya da gelir sağlamak. ...
Dünyanın kaç bucak (köşe) olduğunu anlamak
Yaşamın zorluğunu, insanın çetin engellerle karşılaşabileceğini öğrenmek; Hanyayı Konya’yı öğrenmek. ...
Dünyası yıkılmak
Yaşama umudu yıkılmak, güzel hayalleri son bul mak. ...
Dünyaya gözlerini kapamak (yummak)
– ömrü bitip ölmek. ...
Dünyaya kazık kakmak
çok yaşamak, uzun ömürlü olmak. ...
Dünyayı tutmak
Her yerde duyulmak, ünü yayılmak. ...
dünyevi olmayan
– uhrevi ...