– sf. fel. Deneyselci
– Fr. experimentaliste ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
eksperimantalizm
– fel. Deneyselcilik.
– Fr. experimentalisme ...
EKZEMA
Deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen cilt rahatsızlığı ...
El açmak
– dilenmek
– başkasının yardımını isteyecek durumda olmak
– kağıt açmak ...
El atmak (bir şeye)
1. Yeni bir işe başlamak. -2. Birisinin işine karış mak; müdahale etmek. -3. Birine sarkıntılık etmek. ...
El atmak (birinden)
1. Tarikatlarda bir mürit, mürşidinden başkaları na yol gösterme iznini almak. -2. Bir sanat öğrenen şırak, ustasından kendi başına iş yapabilme iznini almak. -3. iskambil oyunlarında kar şı tarafta ...
El basmak (bir şeye)
Ekmek ya da kutsal kitaplardan biri üzerine el koyarak ant içmek, yemin etmek. ...
El kaldırmak
1. Söz istemek ya da oy verdiğini belirtmek için elini havaya kaldırmak. -2. Kendisinden büyüğe vuracakmış gibi davra-mak. ...
El koymak (bir şeye)
1. Bir şeyi, kendi buyruğu altına almak; bir yerin yönetimini kendi yetki sınırlan işine almak. -2. Bir yolsuzluğu orta ya çıkarmak için incelemesine girişmek. ...
El sıkışmak
– pazarlıkta anlaşmak.
– toka, tokalaşmak
– iki arkadaş karşılaştıklarında sevgi ve saygı gereği birbirlerinin ellerini tutup, hafifşe sıkmak. ...
El tutmak
Bir iş vakit almak, uzun sürmek. ...
El üstünde tutmak (birini)
Ona çok değer vermek, aşırı saygı ve sev gi göstermek. ...
El uzatmak (birine) (bir şeye)
1. O kimseye yardım etmek. -2. Başkasınıın işine, çıkarına dokunmak, kendisine ait olmayan bir şey üze rinde Ihak iddia etmek. ...
elaman
aman dileme, imdat, yardım ...
elçilik uzmanı
– Elçiliğin belli bir kolunda görevli uzman, ataşe ...
Elde (elinde) kalmak
1. Bir mal satılamadığı için olduğu gibi sahi binde durmak. -2. Harcamanın sonunda artmış olarak durmak. ...
Elde (elinde) tutmak (bir şeyi)
Bir duruma ya da işe hakim olmak. ...
Elde avuçta bir şey bırakmamak
Para, mal mülk, vb’yi savurganca harcayıp tüketmek. ...
Elde avuçta bir şey kalmamak
Para, mal, mülk vb. harcanarak bitmek, tükenmek. ...
Elden (elinden) kaçırmak (bir şeyi)
Onu elde etmek fırsatını yitirmek. ...
Elden çıkarmak (bir şeyi)
O şeyi satmak, başkasına devretmek. ...
Elden çıkmak (bir şey)
O şey satılmak, başkasına devredilmek. ...
Elden ele dolaşmak
1. Birçok kimsece alınıp bakılmak. -2. Birçok sahip değiştirmek. ...
Ele almak (bir şeyi)
1. Bir şey üzerinde çalışmaya başlamak. -2. Bir şeyi inceleyip araçtırmak, eleştirmek. ...
Ele avuca sığmamak
Söz dinlememek, şımarık ve taşkın davranışlarda bulunmak. ...