– Uçarı, Afacan ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
electronic mail
elektronik posta ...
Elektromanyetik
– Elektromanyetizması bulunan veya bununla ilgisi olan.
– Elektrik ve mıknatıslık olaylarının her ikisiyle de ilgili olan.
– ing. elektromagnetic.
– Fr. electromagnetique ...
elektron bombardımanı
– TV. Elektronların belirli bir ereğin üzerine düşürülmesi durumu
– İng. electrons bombardment ...
eleman
öğe,unsur ...
Eli ağzında kalmak
çok şaşırmak, şaşırıp kalmak. ...
Eli alışmak (bir şeye)
1. Bir işte ustalık kazanmak. -2. Herhangi bir davranışı alışkanlık haline getirmek. ...
Eli altında otmak
Aradığı, istediği zaman bulabileceği yerde olmak. ...
Eli ayağı (kolu) bağlı kalmak
1. Bir şey yapamayacak durumda olmak. -2. Yardıma olması, çözüm bulması gereken bir konuda, hiçbir şey yapamamak. Eli ayağı buz kesilmek ...
Eli ayağı düzgün olmak
Bedence, görünüşçe kusursuz olmak, iyi görünmek. ...
Eli ayağı(na) dolaşmak
Telaştan, heyecandan ne yapacağını şaşırmak, saşma sapan işler yapmak. ...
Eli böğründe (koynunda) kalmak
Başarısızlığa uğramak, bir iş yapa maz duruma düşmek; umutsuz, çaresiz duruma düşmek. ...
Eli bollaşmak
Para yönünden rahatlamak. ...
Eli cebine varmamak (gitmemek)
* Para harcama konusunda cimri davranmak, para harcamaya yanaşmamak. (Kars. Cebinde .akrep olmak.) ...
eli dar (darda) olmak
– para sıkıntısı içinde olmak ...
Eli ekmek tutmak
Geçimini sağlayacak duruma gelmek. (Kars. Ekmeğini eline almak.) ...
Eli ermek (ermemek) (bir şeye, bir şeyi yapmaya)
Onu yapmaya vakti olmak (olmamak). ...
Eli işe yatmak
Bir işi yapabilecek el becerisi olmak. ...
Eli kalem tutmak
1. Yazı yazmayı bilmek. -2. Bir konu hakkında başarılı bir biçimde yazı yazma yeteneğine sahip olmak. ...
Eli kırılmak
Eli bir işe yatkın duruma gelmek. ...
Eli kolu bağlı olmak (durmak, kalmak)
üzerine düşen ya da üzerine aldığı bir görevi çeşitli nedenlerle yapamayacak durumda olmak. ...
Eli mahkum
“Bu işi yapmak zorunda.” anlamında. ...
Eli maşalı
şirret, edepsiz, kavgacı (kadın). ...
Eli olmak (bir şeyde)
1. Bir işe herhangi bir biçimde katkıda bulunmak. -2. Bir işle gizli bir iliçkisi olmak. ...
Eli silah tutmak
Silah kullanıp savaşabilecek durumda olmak. ...