1. Sağlam tarafı kalmamak. -2. Kendisine güvenilmemek. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
ELMA
çok koyu gölge ...
Elma kurusu
– kak ...
elmas
– Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
– Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş
– sıfat. Bu taşlarla yapılmış
– Elmastıraş ...
Elmas gerdanlık
– akarsu, boruş ...
ELMASiYE
Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte ...
EMA
Bağırsaklar ...
emakin
mekanlar. ...
Eman
– Af, aman ve yardım dileme. Eminlik.
– Emniyet.
– Himaye, masuniyet. Güvence.
– Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi.
– Korkusuzluk. ...
emanat-ı mübareke
kutsal emanetler. ...
Emanet
– Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia
– Korunmak için birine veya bir yere bırakılan kimse, eşya.
– Bir kimse ile bi ...
Emanet bırakan kimse
– mudi ...
emanet olarak
– emaneten ...
emanetçi
– Ücret karşılığı eşyayı koruyan kimse.
– mecaz. Bir görevi geçici olarak üstlenen ...
emanetdar
emanetçi. ...
emaneten
emanet olarak. ...
EMANETULLAH
Padişahların hükümet anlayışları bakımından yönetiminden sorumlu oldukları halk ...
EMANULLAH
(Ar.) Er. 1. Allahın emaneti. Devletin tebası, halk, millet. ...
Emar – MR
Manyetik Rezonans Görüntüleme ...
emarat
işaretler, belirtiler. ...
emare
– esk. Belirti, iz, ipucu, işaret ...
EMARE-SEMTOM-NişANE
Belirti ...
emaret
beylik, emirlik. ...
Emay
– Bazı maddeleri korumak, belirli bir parlaklık kazandırmak veya boyamak için kullanılan, saydam veya donuk cama benzeyen cila. ...
emay ile kaplanmış
– emaye ...