1. Ondan hoşlanmamak. -2. O kimseyle arası bozuk olmak; kafası hoş olmamak. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
Başı kalabalık olmak
Yanında iş, konuşma vb. nedenlerle birçok kimse bulunmak. ...
Başı kazan gibi olmak
1. Gürüjtü, vb’den çok rahatsız olmak. -2. ça lışmak vb’den dolayı zihinsel yorgunluk duymak; kafası kazan gibi olmak. ...
Başı sıkışmak (sıkılmak)
Herhangi bir güçlükle karşılaşmak. Başı sonu belli değil ...
Başı tutmak
Gürültü, fazla konuşma, üzüntü ya da başka bir nedenle başı ağrımaya başlamak; kafası tutmak. ...
basılmak
– Basma işine konu olmak veya basma işi yapılmak
– Uygunsuz durumda yakalanmak.
– Alt olmak, mağlup olmak, yenilmek, yere serilmek, çiğnenmek, tahkir edilmek.
– Bastırılmak, ya ...
basın danışmanı
– Kişi veya kuruluşların görsel ve yazılı basınla iletişimini sağlayarak her türlü etkinliğini duyuran uzman. ...
Başına bela olmak
Bir şey ya da kimse sıkıntı verir duruma gelmek. ...
Başına bela sarmak
– büyük felaket getirmek ...
Başına belayı satın almak
Rahatsız edici, üzücü olduğu sonradan anlaşılan bir işe kendi isteğiyle girişmiş olmak. ...
Başına çalmak (bir şeyi)
1. Bir şeyle vurmak. -2. Bir şeyi öfkeyle geri vermek ; kafasına çalmak. ...
Başına çıkarmak (birinin)
– şımartmak, çok yüz vermek ...
Başına çıkmak
Birinin hoşgörüsünü, yakınlığını fırsat bilip şımarıkça davranmak; tepesine çıkmak. ...
başına devlet kuşu konmak
– beklemediği büyük bir nimeti ele geçirmek ...
Başına iş açmak
– uğraştırıcı ve üzücü bir işin çıkmasına yol açmak ...
Başına vur, ağzından lokmasını al
Uysal, boyun eğen (kimse). (Kars. Yumuşak baştı.) ...
Başında olmak (bir durum birinin)
Aynı sıkıntılı durumu yaşamakta olmak. ...
Başından atmak (defetmek) (birini) (bir şeyi)
1. Rahatsızlık veren, artık sıkıcı olan bir kimseyle olan iliçkiye son vermek. -2. Yapılması güç olan ya da çok zaman alacak olan bir işi bırakmak. ...
Başından büyük işlere girişmek (kalkışmak)
Bilgi, beceri ve yetkisini aşan işleri yapmak istemek, bunlara yeltenmek. ...
Başından savmak (bir şeyi, bir kimseyi)
– bir istekte bulunanı sözde bir sebeple uzaklaştırmak
– Onu herhangi bir bahane ile uzaklaştırmak. ...
Başını (baş) alamamak (bir şeyden)
O şeyden kendisini bir türlü kurtaramam ak. ...
Başını (bir şeyden) kaldırmamak (kaldıramamak)
1. Bir işi yaparken hiç ara vermemek, o işin gidişini bozacak başka bir iş yapmamak; kafasını kaldırmamak. -2. Hasta bir türlü iyileşip ayağa kalkamamak; kafasını kaldırmamak. ...
Başını ağrıtmak
1. Gereksiz, yersiz sözlerle bunaltmak. -2. Tedirgin etmek, uğraştırmak, can sıkmak; kafasını ağırtmak. ...
Başını alıp gitmek (kaçmak, savuşmak)
– Hiç kimseye danışmadan, haber de vermeden bulunduğu yerden uzaklaşmak.
– (Fiyat, ücret, faiz vb) Gittikçe artmak, yükselmek. ...
Başını Bağlamak
– başına örtü vb. bağlamak
– birini nişanlamak veya evlendirmek ...