-e Bir iş için bilgi veya yol sormak, görüş almak, istişare etmek, müracaat etmek, meşveret etmek ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
danışman
– Bilgi ve düşüncesi alınmak için kendisine danışılan görevli kimse, müşavir.
– Danışılan kimse, fakih, âlim.
– Bilgin, kendisine fikri alınmak için danışılan.
– Sinema/TV. Baz ...
danışmanlık
– Danışmanın yaptığı görev, müşavirlik
– Belirli bir sorun ile ilgili olarak kişi ya da ailelerle bu konuda eğitim görmüş kişilerce yapılan amaçlı görüşme.
– Bir yöneticinin, çalışan ...
Dar kaçmak (bir yerden, bir şeyden)
Kendisi için tehlikeli olabilecek bir yerden, bir şeyden güçlükle kurtulmak. ...
daralmak
– Dar duruma gelmek, küçülmek
– Azalmak
– Zayıflamak
– mecaz. Güçleşmek, zorlaşmak
– mecaz. Sıkışmak
– mecaz. Başı dara gelmek, bunalmak ...
DARAMANTOZ
Dağınık parçalanmış, talaman yoz ...
Darda kalmak
– paraca sıkıntı içine girmek
– zor duruma düşmek ...
darılmaca
– teklifsiz konuşmada. “Sakın darılma” anlamında kullanılan darılmaca yok veya darılmaca gücenmece yok deyiminde geçen bir söz. ...
darılmak
– Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, gücenmek, küsmek, ilgiyi kesmek
– Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek
– Azarlamak, paylamak ...
darlaşmak
– Daralmak ...
darmadağın
– sıfat. Çok dağınık ve karışık, darmadağınık, tarumar ...
darmadağınık
– sıfat. Darmadağın ...
darmaduman
– sıfat. Karmakarışık ...
darülmuallimat
. kız öğretmen okulu. ...
date format
tarih biçimi ...
davranmak
– Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak
-e Bir şeye el atmak, girişmek
-e Bir işi yapmaya hazır olmak, hazırlanmak ...
davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde
– sorumluluk birinde olmasına karşın bir başkasının sözü geçiyor ...
Dayak atmak (birine)
Onu dövmek; kötek atmak. ...
Dayak düşkünü (düşmanı)
Dövülmesine yol aşacak hareketlerde bulunmayı alışkanlık haline getirmiş (kimse). ...
dayama
– Dayamak işi
– Minder dışına kaçmak isteyen güreşçinin ensesine tek ya da iki elle yapılan destek.
– Araba yan kanatlarının çakıldığı ağaçlar.
– Üzerine su serpilen yufka ...
dayamak
-e, -i Yaslamak
-e, -i Bir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almak
-e, -i Korkutmak için hızla, öfkeyle yaklaştırmak, uzatmak
-e Varmak, ulaşmak.
-e, -i, mecaz Kalitesiz, kötü veya çürük bir malı, ...
dayandırmak
-e Dayanmasını sağlamak, istinat ettirmek. ...
dayanılmaz
– sıfat. Karşı konulamaz veya karşı çıkılamaz (kimse veya şey), tahammülfersa
– sıfat. Tahammül edilemez, katlanılamaz ...
dayanışma
– Dayanışmak işi, tesanüt
– top. b. Bir topluluğu oluşturanların duygu, düşünce ve ortak çıkarlarda birbirlerine karşılıklı bağlanması, tesanüt.
– teselsül. ...
dayanışmacı
– sıfat, toplum bilimi. Dayanışmacılıktan yana olan, solidarist ...