Borcu şoğaldıkşa şoğalmak. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
Defteri kapamak
Sözü edilen işi artık yapmaz olmak, o işten bundan böyle hiç söz etmemek. ...
DEGAJMAN
Ayaktopunda, topu sert bir ayak vuruşuyla uzağa atma ...
Değerli bir maden
– altın ...
değersiz önemsiz derme çatma
– naçiz, kıymetsiz, ehemmiyetsiz ...
değişken maliyet
– ekonomi. Belirli bir dönem içindeki toplam ham madde, vasıtasız işçilik, enerji tüketimi, fabrika malzemesi, amortisman ve komisyon ögelerinin değişiminden oluşan maliyet. ...
deletion mark
silme imi ...
Deli çıkmak
Aklım kaş r m ak. ...
Deli divane olmak
Bir şeye, kimseye aşırı derecede tutkun olmak; onu şıldırasıya sevmek ...
Deli olmak (bir şeye)
1. Ona kendinden geşercesine bağlanmak onu çok sevmek -2. O şeyden ötürü çok sinirlenmek ...
Deli saşması
çok saşma ve anlamsız söz. ...
delik büyük, yama küçük
– “eldeki imkânlar gerekenden çok az” anlamında kullanılan bir söz ...
delik deşik olmak
– bir canlının vücudunda bir araçla birçok yara, kesik oluşmak
– bir şeyin her yanı delinmek ...
delikli boncuk (veya taş) yerde kalmaz
– “az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur” anlamında kullanılan bir söz ...
Dem vurmak (bir şeyden)
Bir konudan söz etmek ...
demadem
her an. ...
demagog
– Laf cambazı
– Fr. demagogue ...
demagoji
– Laf cambazlığı
– Fr. demagogie
(demogoji) ...
demagojik
– sıfat. Laf cambazlığı ile ilgili
– Demagojiye dayanan, demagoji ile ilgili ...
DEMAME
çirkinlik ...
demans
– bunama ...
demarke
– sıfat, spor. Sıyrılmış, boşta kalmış
– Rakip oyuncular tarafından tutulmaktan kurtulmuş. ...
DEMATiT
Deri yangısı ...
Demir atmak
– Gemi çıpasını denize salmak
– mec. Bir yerde uzun süre kalmak
– mec. Bir kimse bir yerde uzun süre kalmak ...
DEMiRMAN
(Tür.) Er. – Demir gibi güçlü sağlam kimse. ...