Ağır bir hastalıktan ya da tehlikeli bir durumdan kurtulmak. ...
Arama Sonucu – "Ma' sûma"
kelimat
kelimeler, sözcükler. ...
Kellesini ortaya koymak
çok iyi bildiği bir konuda yanılırsa ya da ye nilirse kellesini vermeye razı olmak. ...
Kellesini uçurmak
Kafasını kesmek. ...
Kelleyi koltuğa almak
ölümü göze almak.. ...
Kem gözle bakmak (birine)
1. Kötü niyetle bakmak, -2. Nazar değ di ren bir bakışla bakmak. ...
kemabiş
az çok, aşağı yukarı. ...
kemafissabık
eskiden olduğu gibi. ...
kemakan
eskiden olduğu gibi. ...
kemal
– Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik.
– Eder, tutar
– En yüksek değer. ...
kemal-i afiyet
– Sıhhat ve sağlığın mükemmelliği, tam ve mükemmel sıhhat.
– Tam ve eksiksiz bir sıhhat. ...
kemal-i dikkatle
büyük bir dikkatle. ...
kemal-i dikkatle
büyük bir dikkatle. ...
kemal-i edep
– Tam bir edep, saygı. ...
kemal-i emniyet
– Tam bir emniyet ve güven. ...
kemal-i hürmet
– Hürmetin mükemmelliği, tam ve kusursuz mükemmel hürmet.
– Tam bir hürmet.
– Tam ve kusursuz saygı. ...
kemal-i ihtimam ile
büyük bir özenle. ...
kemal-i iştiyak
– İstek ve arzunun son derecesi, tam bir istek ve arzu.
– Mükemmel bir arzu. ...
kemal-i izzet
– İzzet ve şecaatın kusursuz oluşu, tam ve kusursuz izzet ve şecaat.
– İzzet ve haysiyetinden tâviz vermeme. ...
kemal-i suhulet
– Tam ve eksiksiz bir kolaylık, kolayca.
– Tam bir kolaylık. ...
kemal-i teessür
– Tam bir üzüntü. ...
kemal-i telaş ve teessüf
– Tam bir telaş ve üzüntü. ...
kemal-i vecd
– Tam bir aşk ve muhabbet. ...
KEMALAT
(Ar.) Ka. – insanın bilgi ve ahlak güzelliği bakımından olgunluğu. ...
KEMALEDDiN
(Ar.) Er. 1. Dinde olgunluğa eren, dinin son derecesi. 2. Din bilgisi kuvvetli. – Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır. ...